Bir kişinin aynı zamanda iki ayrı yerde görünmesidir. Bilokasyon fenomeninde tam olarak ne olduğu kesin olmamakla birlikte,
genel kanı kişinin eş bedeninin izdüşümü olduğudur. Bilokasyona örnek olarak, kişi eş bedenini istem dışı veya isteyerek
uzak bir lokasyona gönderebilir. Bu eş beden fiziksel formda veya hayali formda görünebilir. Kimi zaman bu eş gerçeğinden
ayırt edilemeyecek derecede gerçek kişi gibi hareket edebilir. Genellikle garip ve mekanik hareketler içerisindedir,
konuşulana karşılık vermez.
Eş beden, yani bir diğer adıyla doppelganger, Almancada “Gezgin Çift” anlamındadır ve her bir kişiye eşlik eden gölge beden
olarak düşünülür. Geleneksel olarak bir kişinin eş bedeni sadece kendisi tarafından görülebileceği ve ölümün habercisi
olduğu söylense de arada sırada, şaşırtıcı bir şekilde kişinin arkadaşları veya ailesi tarafından görülebilir. Kedi ve
köpekler tarafından görülebildiği, eş bedenin kişinin hemen arkasında durduğu ve aynada yansımasının görünmediği de bilinen
genel inanışlardandır. Bir başka inanışa göre iyi huylu veya kötü huylu da olabilir.
Seyrek görülen bir fenomen olmasında karşın bilokasyon eski çağlara ait bir fenomendir. Zamanında Mistikler, ermişler,
azizler,keşişler, kutsal kişiler ve büyü yetisine sahip kişiler tarafından tecrübe edildiği ve uygulandığı iddia
edilmektedir. Padua’lı Aziz Anthony, Milan’lı Aziz Ambrose , Ravenna’lı Aziz Severus ve İtalyan Padre Pio gibi birkaç
hristiyan aziz ve keşiş’in bilokasyon fenomenini uyguladıkları söylenmektedir. 1774’de Aziz Alphonsus Mariade’Ligour ölmekte
olan 14. Papa Clement’in yatağının ucunda görüldüğünde aslında o anda görüldüğü yere 4 günlük uzaklıklaki hücresinde kilitli
olduğu anlaşılmıştır.
İngilteredeki Psişik Araştırma Derneği’nin kurucusu olan Frederic W.H. Myers diğer konuların yanı sıra bilokasyonla ilgili
çalışmalarda bulunup raporlar hazırlamasına rağmen bu fenomen modern zamanlarda çok az ilgi görmüştür.
Bilokasyona örnek olarak gösterilen en şaşırtıcı raporlardan biri Baron von Güldenstubbe’nin ikinci kızı Julie von
Güldenstubbe tarafından, Amerikalı yazar Robert Dale Owen’a anlatılan Emilie Sagee’nin hikayesidir.
Julie von Güldenstubbe 1845 yılında, henüz 13 yaşındayken, Litvanyadaki Wolmar yakınlarında Pensionat von Neuwelcke adlı
özel bir kız okuluna gönderilir. Öğretmenlerinden biri de Amilie Sagee adında 32 yaşındaki fransız kadındır. Okul yönetimi
kadından oldukça memnun olmasına rağmen yakın zamanda kadın hakkında Doppelganger’ının olduğu ve zaman zaman öğrencilere
görünüp kaybolduğu gibi garip söylentiler baş göstermiştir.
Bir gün, dersin tam ortasında, Sagee tahtaya birşeyler yazarken kadının eş bedeni hemen yanında beliriverir. Eş, kadının her
bir hareketini taklit etmektedir, bir tek elinde tebeşir yoktur. Bu olaya sınıftaki 13 öğrenci şahit olur. Aynı şekilde
başka bir olay, bir akşam yemeği sırasında Sagee’nin eş bedeninin hemen arkasında belirerek, kadının yemek yeme mimiklerini
taklit etmesiyle meydana gelir. Bir tek elinde çatal bıçak yoktur.
Ancak kadının eş bedeni her zaman hareketleri taklit etmemektedir. Birkaç olayda, Sagee okulun bir bölümünde görüldüğünde
aynı zamanda bir başka bölümde de görülmüştür. Bu olaylardan en belirginine 42 öğrenci şahit olmuştur. 1846 yılının bir yaz
gününde, başka bir öğretmen tarafından verilen dikiş ve işleme dersinde olan 42 öğrenci, pencereden Sagee’nin bahçede çiçek
toplamakta olduğunu görürler. Ders esnasında okul müdürüyle konuşmak için sınıftan çıkan öğretmenin ardından, Sagee’nin eş
bedeni bir anda sınıfta, çıkan öğretmenin oturduğu iskemlede beliriverir. Aynı anda bahçede çiçek toplayan Sagee de
görülebilmektedir ancak öğrenciler bahçedeki gerçek Sagee’nin tavrının yorgun bir hal aldığını farkederler. İki cesaretli
kız sandalyede hareketsiz oturan hayali görüntüye doğru ilerlediklerinde görüntünün çevresinde garip bir hava akımı
farkederler. Kızlardan biri, hayali görüntünün içinden geçerek sandalye ile masa arasında dolanır ancak görüntü kıpırtısız
orada oturmaktadır. Ardından doppelganger yavaşça solarak gözden kaybolur.
Emilie Sagee hiçbir zaman eş bedenini görmediğini ancak başkaları tarafından görüldüğü söylendiği zamanlarda kendini bütün
gücü çekilmiş gibi yorgun hissettiğini söyler. Hatta böyle zamanlarda kadının tüm renginin uçtuğu farkedilmiştir.
Ünlü Doppelgangerlar:
Ünlüler arasında da bu seyrek fenomeni tecrübe edenler oldukça çoktur.
Guy de Maupassant, ünlü Fransız roman ve hikaye yazarı. Yazar yaşamının sonlarına doğru kendi eş bedeni tarafından rahatsız
edildiğini iddia etmiştir. Bu olaylardan birinde doppelganger yazarın bulunduğu odaya girerek tam karşısına oturmuş ve
yazarın aynı anda yazdıklarını dikte etmiştir. Yazar bu tecrübesini “Lui” adlı kısa hikayesinde yazmıştır.
John Donne, 16 yy. İngiliz şairi olan Donne Paris’e yaptığı bir gezi sırasında, kucağında bebek taşıyan karısının
doppelgangerını görür. Donne’nin karısı o tarihte hamiledir ve bu görünme kötü bir olayın habercisidir. Eş bedenin göründüğü
aynı zamanda karısı doğum yapmış, çocuk ölü doğmuştur.
Percy Bysshe Shelly, İngiliz dilinin en büyük şarirlerinden biri olan Shelly İtalya’dayken kendi eş bedenini görür. Hayali
görüntü sessizce Akdenizi işaret etmektedir. Aradan uzun zaman geçmeden, 1822 yılında, 30 yaşına basmadan az evvel Shelly
Akdenizde meydana gelen bir deniz kazasında boğularak ölür.
I. Kraliçe Elizabeth kendi yatağına uzanmış eş bedenini gördüğünde şok geçirir. Olayın adından kısa bir zaman sonra da ölür.
Doppelgangerın kimi zaman boyutsal veya zamansal farklılıklar taşıdığı da görülmüştür. 18.yy Alman şairi Johann Wolfgang von
Goethe, Drusenheim’a atla giderken eş bedenini görür. Ona doğru atla gelen görüntü şairin tamamen aynısıdır. Ancak
görüntünün üzerindeki giysi şairin giysisinin aksine gri ve altın sırmalıdır. Sekiz yıl sonra şair aynı yolda ters yöne at
sürerken üzerindekilerin gri ve altın sırmalı giysiler olduğunun farkına varır ve sekiz yıl önce gördüğü beden çiftinin
gelecekten gelip gelmediğini merak eder.
Bilokasyon ve doppleganger- eş beden- görünmelerine örnek verilebilecek pek çok olay, rapor var. Tam olarak ne olduğu veya
nasıl meydana geldiği bilinmiyor. Ya da neye işaret olduğu. Fazla sık meydana gelen bir fenomen olmamasına rağmen, oldukça
şaşırtıcı ve esrarengiz olduğu bir gerçek.
(58)