Eski Mısır Mabetleri
Eski Krallığın hükümdarları Mısır’ın hemen her yerine mabetler inşa ettirmişlerdir.
En orijinal örneklerden biri Güneş Tanrısı “Ra”ya özel olarak yapılan mabettir. Büyüklüğü ve şekli hakkında bir fikir
edinmek için, bunlardan Abusir’de meydana çıkarılan 5.sülale zamanında inşa edilmiş olanı hakkındaki bilgiler daha nettir.
100 metreden fazla uzunlukta, 80 metre genişlikte, sur ile çevrilmiş bir saha içinde, 38 metre yanları ve 20 metre
yüksekliğinde bir kare mezar üzerinde kalın dikili bir taş bulunmaktadır.Bu anıt bütün mabede hakimdir. Asıl Güneş Tanrısını
temsil eden sembol budur. Kaidenin önünde kurban kesmeye mahsus mezbaha bulunuyor. Sur dışında, çölün ortasında 28 metre
uzunluğunda pişmiş topraktan kayık, Güneşin gece yolculuğu için hazırlanmış durumdadır.
5. sülalenin hemen hemen bütün hükümdarları, bu türlü Güneş mabetlerini ehramların yanı başına yaptırmışlardır. Bunlardan
beş tanesinin adı bilinmektedir. Harabe kalıntılarından en iyi belli olanı, Abusir mabedidir.
Heliopolis’te 3. sülale zamanına ait bir mabet yapısı örneği, başka yerde görülmeyen bir tarzdadır. Bu 300 metre
genişliğinde yuvarlak ve 40 metre kalın duvarlarla çevrilmiş, iç tarafında direklerle tutturulmuş, uzunluğuna, beş hücreden
ibaret binadır.
Orta Krallık dönemindeki mabetler tam olarak korunamamıştır. Bazıları Hiksoslar devrinde (MÖ.1788-1580) harap edilmiş, diğer
bir çoğu da 18. sülale kralları tarafından ele alınarak büyütülmüş ve şekilleri değiştirilmiştir.
Orta Krallık devrinde 11.sülaleden Mentuhotep’lerden birinin yaptırdığı mabet sonradan tadilata uğramayan mabetlerden
biridir. Deir-el-Bahri mevkiinde bir dağ yamacında inşa edilmiş olan bu bina, ölen insanlar için yapılan ayinlerde
kullanılan mabettir. Prensesler için yapılmış yeri de mevcuttur. Mabedin dip tarafında uzun bir dehlizden kayalıklar içine
girilerek küçük bir odada son bulmaktadır. Burada ihtimal ki Kralın heykeli konulmuştu.
12. sülale kralları da bir takım abideler meydana getirmişler. Mabet olarak yapılanlar ve sonradan tadilata uğrayanlardan
bazıları şunlardır:
Memfiste Ptah mabedi genişletilmiş, Karnak’ta Amon, Dendera’da Hathor, Heliyepolis’te Atum, Abidos’ta Osiris.
Yeni Krallık devri mabetleri üç kısımdan ibarettir. Dörtgen şeklinde olan mabetlerin uzunluğu genişliğinin iki katıdır. Ön
kısım, iki yüksek pilon arasından açılan büyük merkezi bir kapıdır. İç avlu sütunlarla çevrilidir. Bunun gerisinde ayin
yapılan salonlar ve daha ileri de ise bir koridorla ayrılmış ilah heykellerinin konduğu mukaddes yer ve hazinelerin
saklandığı odalar, mağazalar bulunmaktadır. İlah heykeli ya bir hücreye kapatılmış veyahut da bir kayık üzerine
oturtulmuştur.
Mabedin çoğu yerine büyüklü küçüklü heykeller konmuştur. Duvarlarına kabartma yazılar ve süsler yapılmıştır. Kralın
icraatına ait olanları halkın girebileceği yerlerde, rahiplerin girmesine mahsus yerlerde ise tapınma ve dini ayinleri
gösteren sahneler yapılmıştır.
Mabetler genelde iki temel fikre göre yapılmıştır. Biri büyük ve baş ilahlar için, diğerleri ise ölüler kültünün yapılacağı
mezar mabetleridir. Bu mezar mabetlerini her kral kendine özel yaptırmıştır. Mezarlardan ayrı yapılan bu çeşit mabetlerin
gerek planları, gerekse yer ve büyüklükleri itibariyle önemli değişiklikler olmuştur. Bunlardan Kraliçe Haçepsut’un
Der-el-Bahri ‘deki mabedi anlatılır. Çünkü bu bina Mısır abidelerinin en orijinallerinden biri sayılmaktadır. Bu kadın
hükümdarın yaptırdığı mabet, bir dağ eteğinde kayalığın yamaçlarına uygun bir şekilde yerleştirilmiş sütunlarla tutturulmuş
teraslar halinde yukarıya doğru yükselmektedir. En üst terasta asıl mabet ve onun arkasında kayalar içine oyulmuş bir çok
ibadet yerleri yapılmıştır. Bu mabedin duvarlarında, Kraliçenin soyuna ve yaptığı hükümet işlerine dair sahneler kabartma
olarak resmedilmiştir. Bu açıklık ve inceliğinden dolayı bu mabet Mısır’ın en güzel abidelerinden biri sayılmaktadır.
2. Ramses’in “Ramseseum”u da bu çeşit mabetlerdendir. Amon Tanrısı için yapılan büyük Karnak ve Luxor mabetleri Mısır’ın en
büyük ve en muhteşem abideleri sayılırlar.
Mabet tipi planlarda birbirinden farklı üç kısım görülür.
Yeni Krallık devri mabetlerine uzunlukları hepsinde aynı olmayan bir yoldan girilir. Bu yol boyunca Tanrının mukaddes
hayvanının sembolü olan, sfenksler konmuştur. Mesela Karnak’ta, Tanrının koç sembolü birer sfenks heykeli olarak
sıralanmıştır. Buna “İlah Yolu” denmektedir. Yolun sonunda mabet kapısının iki tarafında yükselen, kaideleri geniş yukarıya
gittikçe daralan ve tamamıyla Mısır üslubuna has “pilon” denilen duvarlar vardır. Genelde bunların önüne hangi kral
yaptırdıysa, onun büyük mikyasta bir kaç heykeli konur. Mesela Luxor ‘da bu heykeller 6 adettir. Mabet kapısının iki yanında
yükselen pilonlar üzerinde ise, hangi kral yaptırmış ise onun zaferlerine ait kabartmalar konmaktadır. Luxor mabedinin bu
duvarlarına 2.Ramses ‘in Kades savaşlarını anlatan sahneleri yapılmıştır.
Pilon duvarların ortasındaki kapıdan girince üç tarafı bir veya iki sıralı sütunların bulunduğu bir avlu vardır. Burası
halkın girmesine mahsus olan yerdir. Sütunları çevreleyen duvarlarda da yine kabartmalar bulunmaktadır.bunlar ya dini
sahneler ya da yine ender olarak savaş tasvirleridir. Luxor mabedinde bu sütunlar arasına Kralın büyük mikyasta heykelleri
yerleştirilmiştir.
Bu açık avluda, birkaç basamak merdivenle asıl mabedin en önemli kısmı olan bir “hipostil” salona girilmektedir. Burası da
sütunlarla tutturulmuş ve tavanından yarı aydınlık alan, duvarlarında çeşitli ilah ve ilahelere ait kabartma ve oymalar
yapıldığı gibi tavanlarında da yine, burada icra edilecek törenlerin önemine göre resimler yapılmıştır. Bu salon yarı ışıklı
ve dekorlu hali ile çeşitli törenlerde yüksek şahsiyetlerin rahiplerin ve nihayet Kralın bulunacağı bir yerdir.
Aynı zamanda eğer Kralın bir varisi olmazsa, bu hipostil salonda, Amon’un mucizesi ile yeni kral ilah tarafından işaret
edilerek seçilmek için törenler yapılmıştır. Bu hipostil salonlardan birisi hakkında bir fikir vermek için, I. Setos
tarafından başlatılıp da, II. Ramses’in bitirebildiği Karnak mabedinin ölçüleri şöyledir: Genişliği:103 sütunla, derinliği
50 sütunla, tavanı ise 130 sütunla tutturulmuştur.
Böylece sfenksle sıralanmış ilah yolundan sonra ortası tamamen açık bir avlu, yarı aydınlık olan sütunlu hipostil bir salon
ve daha sonra da ilahın mukaddes sayılan mevcudiyetine ve hazinesine yaklaştıkça mistik bir karanlık içine gömülen bir mabet
planı ortaya çıkmıştır.
Ayrıca Eski Mısır mimarisinde mabetleri su esaslara göre de ayırmak mümkündür:
1- Klasik Mabetler
2- Kayalıklar İçine Oyulan Mabetler
3- Güneş İlahına Özel Mabetler
4- Kralların Küçük Mabetleri
5- Ölülerin Ayinleri için Yapılan Mabetler
(41)