Menü

Kızılderililer

30 Ocak 2017 - Diğer

Güneşe, aya rüzgara övgüler düzenlerlerdi.Toprağı, ağacı, kuşu dinler, dünyayı onlarla birlikte algılar, onlarla birlikte düş kurarlardı. Şarkıları otların, yaprakların, çiçeklerin renklerine karışırdı. Gece şahini alarm verir, pumanın kükreyişi herşeyin yolunda gittiğini bildirirdi. Şafak sökerken berrak derelerde yüzlerini yıkar, toprağın uyanışını derin bir sessizlik içinde karşılarlardı. Haftanın bütün günleri, yılın bütün ayları kutsaldı. Ama beyaz adam onları putperest saydı ve “kayıp ruhlar” olarak gördü.Doğanın “vahşi” olduğunu ilk kez beyazlardan duydular ve o andan sonra onlar da “vahşi”liğin içinde kaldılar. Herşey Kristof Kolomb’un 1492 yılında Amerika’ya ayak basmasıyla başladı. Beyazlar Tanrı’ydı ve Tanrı barış istemedi. Son Kızılderili direnişçi Apache Reisi Geronimo 1886’da teslim olduğunda yüzlerce Kızılderili ulusu, yüzlerce dil, yüzlerce kültür yeryüzünden silinmiş, binlerce yıllık bilgelik yok edilmişti.

Bilim adamları arasında, Kızılderililerin Asya kökenli olduğuna ve 11.000 yıl önceki Buzul Çağında donan Bering Boğazından Amerika Kıtasına göç ettiklerine dair bir konsensus bulunuyor. Buna göre göçebe Sibiryalı topluluklar av peşinde Alaska’ya ve ardından güneye yönelmişlerdi. Arkeolojik veriler dünyanın başka yörelerinden de göç etme olasılığını ortaya koyuyor. Kızılderili inancına göre ise bunların hiçbiri doğru değildir., kızıl atalar “Büyük Ruh” tarafından Amerika topraklarında yaratılmışlardır.

1541’de atlı İspanyollar Büyük Ovalar’a vardıklarında Kızılderililerin kullandığı yegâne yük hayvanı köpeklerdi. Kaçan İspanyol atlarının Kızılderililer tarafından kullanılması ile birlikte eşsiz bir kültür doğmaya başladı. Göçebeliği yaşam biçimi haline getiren, özellikle Büyük Ovalar’da ve batısında yaşayan Sioux, Cheyenne, Arapaho, Apache ve diğer kabileler için at gerek yaşam biçimini destekleyen hatta oluşumuna katkıda bulunan son derece önemli bir araç, gerekse statü ve zenginlik göstergesiydi.

Eskimo dışındaki Kuzey Amerika kabilelerinin ortak inacına göre bir Yaratıcı dünyayı yaratmış, efsanevi bir kişilik ise kabileye kültürünü öğretmiştir. Ayrıca doğal olayları kontrol eden ruhlar vardır. Bu ruhlarla Yaratıcı’nın ortak varlığı tek bir ruhsal güç olan Büyük Ruh Manitu’yu oluşturur. Birçok kabilede ölümden sonra yaşama inanılır. Kızılderililere göre evren, Merkezinde Dünya olan çok katmanlı bir yapıdadır. Şamanların ruhlarla ilişki kurabildiğine inanılır. Kızılderili inancının temelinde yatan tüm yaratılanların kardeş olduğu fikri, doğa ile kurdukları olanüstü ilişkiyi açıklayabilir.

OTURAN BOÐA (HUNKPAPA SIOUX)

“Buralarda beyaz adam istemiyoruz. Kara Tepeler benimdir.” Gençliğinden itibaren beyazların yerli halklar üzerindeki baskısını izleyen Oturan Boğa savaşçı ve lider olarak büyük bir ün yapmıştı. 1876’daki Little Bighorn Savaş’ının önderlerinden biriydi.Bir dönem Buffalo Bill’in Vahşi Batı Gösterisine katılarak ABD’yi dolaştı ve Kızılderililere yapılan haksızlıklara dikkat çekmeye çalıştı. Kızılderililer arasındaki otoritesi kırılamadığı için 1890 yılında Hayalet Dansı bahanesiyle rezervasyon polislerince öldürüldü.

GERONIMO (Chiricahua Apache)

“Herşeyi açıkça bildikleri halde şimdi diyorlar ki, ben kötü biriymişim.Hatta oradakilerin en kötüsüymüşüm . Ben ne yaptım ki? Ağaçların gölgesinde ailemle birlikte yaşamaya gidiyordum.” Uzun süre Meksikalılarla savaşarak mükemmel bir gerilla tekniği geliştiren Apache Halkının savaş şefi , toprakları ve onuru için bitmeyen bir mücadele yürüten Geronimo Kızılderili mücadelesinin semboludur. Ailesini katleden Meksikalılar ile ölümüne bir mücadele veren Goyathay, Meksikalıların taktığı Geronimo ismi ile tanındı. Binlerce askere yıllarca kafa tutan büyük savaşçı zaman zaman teslim olmak zorunda kaldı ancak ilk fırsatta kaçıp tekrar mücadelesine başlamaktan geri durmadı.

(44)