TÜRK KOLASI DİYE HALKA TANITILAN COLA TURCA`NIN RC KOLA OLDUÐU ORTAYA ÇIKTI…

Hayli ses getiren `Türk ürünü` temalı reklamlarıyla piyasaya hızlı giren Cola Turka`nın konsantresini, RC Cola`nın üreticisi yolluyor.
Kolalı meşrubat pazarının yeni ismi Cola Turka `Amerikalı` çıktı. Radikal`e ulaşan belgeler, kolalı meşrubatların en önemli maddesi olan kola konsantresinin Cola Turka`ya ABD`den geldiğini gösteriyor. Kola konsantresi kolalı meşrubatın en önemli maddesi. Türkiye`de uzun yıllar bu sektörde çalışmış bir yönetici kolalı meşrubatın üretim sürecini şöyle anlatıyor:

“Kolalı meşrubatın temel taşı kola konsantresi. Kola konsantresine su, karbondioksit, asitliği düzenleyici maddeler, doğal aromalar, yapay tatlandırıcılar, antimikrobiyal madde ve kafein eklenerek kolalı meşrubat üretiliyor. Kola konsantresinin kolalı meşrubattaki oranı yüzde 5 ile 10 arasında değişiyor. Ama bu işin esası kola konsantresi.”

ABD`nin üçüncü büyük kolalı içecek üreticisi Royal Crown Cola International, 2 Mayıs 2003 tarihinde `yerli kola` Cola Turka`yı üreten Ülker Grubu şirketlerinden Della Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş.`ye sattığı ürün için 1 milyon 200 bin dolarlık proforma fatura kesmiş. RC Cola`nın üreticisi olan Royal Crown Cola International, 15 Eylül 2003 tarihinde de yine Della Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş.`ye 302 bin 400 dolarlık kola konsantresi faturası göndermiş. 2 Mayıs 2003 tarihli bir başka proforma fatura da 2 milyon dolarlık bir `kola ürünü` satışını gösteriyor. 12 Şubat 2003 tarihli ve yine Royal Crown Cola International tarafından Ülker grubu şirketlerinden Ak Gıda San. ve Ticaret A.Ş.`ye kesilen bir başka fatura da iki şirket arasında `kola ürünlerini içeren` bir alışverişi belgeliyor. Yani Cola Turca`nın temel taşı kolalı meşrubatın anavatanı Amerika Birleşik Devletleri`nden geliyor.

İthalat 200 bin galondan fazla

Della Gıda`ya kesilen faturalardaki kola konsantresi miktarı 200 bin galonun üzerinde. 1 galon ise 3.78 litre. Yani Della Gıda, Royal Crown Cola International`dan 750 bin litreden fazla kola konsantresi ithal etmiş. Bu miktarda kola konsantresiyle 15 milyon litre `Cola Turka` üretmek
mümkün. İthal edilen miktar için `Biz bunu testlerde kullanmak üzere ithal ettik` demek de mümkün değil. Sektörün duayenleri bu rakamın Cola Turka`nın üç aylık üretim rakamına eşit olduğunu öne sürüyor. Bu ithalatın devam etmiş olması ve yeni faturaların ortaya çıkması durumunda Cola Turka`nın hâlâ `Amerikalı` özelliğini `koruduğunu` söylemek mümkün. Bu durumda ise içenlerin kendisini Türk hissettiği ve Dağ Başını Duman Almış Marşı`nı söylediği Cola Turka`nın temmuzdan beri maruz kaldığımız reklam bombardımanında vermeye çalıştığı `ulusallık` söylemi doğru değil.

Ne demişlerdi?

Halbuki Cola Turka`nın 7 Temmuz 2003 salı günü yapılan lansman toplantısında Ülker Tüketim Grubu Başkan Yardımcısı Kuthan Erbilginç son dönemde tüketicilerin Ülker markasını kola pazarında görmek istediklerini telefonla bile aktardıklarını belirterek `Ar-Ge çalışmaları sonucunda formülü de Türkiye`ye özel olan Cola Turka yaratıldı` demişti.

Cola Turka`nın kola konsantresinin nereden geldiğini öğrenmek için aradığımız Ülker Gazlı İçecekler Pazarlama Müdürü Gürsel Güraldan kendilerinin pazarlama yaptıklarını, üretim ve satın alma için Della Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş.`yi aramamız gerektiğini söyledi. Bunun üzerine şirketin Genel Müdürü Haldun Erkli`yi telefonla arayarak, Cola Turka`nın üretim süreci ve kola konsantresiyle ilgili sorularımızı yanıtlamasını istedik. Telefonumuza çıkan sekreteri kendisinin yerinde olmadığını, notumuzu masasına bıraktığını, gelir gelmez bizimle temasa geçeceklerini söyledi. Israrlı aramalarımıza ve bıraktığımız notlara rağmen Erkli`den bir yanıt gelmedi.

`Pozitif milliyetçilik` reklamda kaldı
Cola Turka`nın milliyetçi temalı reklamları o günlerde `pozitif milliyetçilik` kavramını gündemin ön sıralarına çıkarmıştı. Reklamı yaratan Young and Rubicam Reklam Ajansı`nın o zamanki başkanı Serdar Erener 14 Temmuz 2003 tarihli Akşam gazetesindeki ropörtajda şunları söylüyordu:

“- Cola Turka ile pozitif milliyetçilik kavramı ortaya attınız. Biraz açalım mı?

– Pozitif milliyetçiliğin ardında kişisel bir şeyler var. Biraz da satıcı refleksi var.

-Önce kişisel olanı alalım.

– Kurban psikolojisine karşıyım. Şartları bahane ederek geri adım atılmamalı. Bizim meslekte bu ajansın performansının ve kişisel gayretimin buradaki ortalamayı yukarı çıkardığını düşünüyorum. Bunu küstahlık olarak da adlandırabilirsiniz. Ülker ne yaparsa iyi yapar iddiası vardır. İyiyi yapıp bunu dünyaya, memleketimin insanına sunmak. Bunu pozitif milliyetçilik olarak adlandırıyorum. Ardında antikültür emparyalizmi, antiemperyalizm gibi demode kavramlar yok.
– Peki ne var?

– Küreselleşme karşısında toplumların nasıl reaksiyon gösterdikleri tartışılıyor.
Biz içe kapanma eğilimindeyiz. Çetin Altan`ın dediği gibi, `Türk`ün Türk`e propagandası`nı yapıyoruz. Pozitif milliyetçilik bunun karşısında bir kavram.”

(67)