Menü

Lilith

30 Ocak 2017 - Mitoloji

Bilinen en eski Lilith efsanesi Ben Sira Alfabesi denen yazı türüyle yazılmıştır
ve burada Adem’in ilk eşinin yani ilk kadın olan Lilith’in öyküsü
vardır.Uzmanlar ilk Lilith kaynaklarının 8. ve 10. yüzyıllar arasından kaldığını
belirtiyorlar ama bunlar yazılı kaynaklar, asıl efsanenin ne zamandan geldiğini
anlamak veya öğrenmek mümkün değil. Antik Çağ’dan kalma bazı muskalarda ancak
öykünün ilk paragrafına rastlanıyor ama hepsi bu. Zohar yani Musevi Kabalası’nın
yorumlarında ve Gershom Scholem’in “Majör Trends in Jewish Mysticism” adlı
kitabında Lilith ile ilgili muhtemelen daha eskilere yönelik göndermeler
vardır. Diğer bir kaynakta şöyle yazar: Kralın küçük oğlu hastadır; Kral
Nebuchadnezzar, büyücü Ben Sira’ya “Oğlum iyileşsin, eğer bunu yapmazsan seni
öldüreceğim” der. Ben Sira oturur ve üzerinde kutsal resimlerin yazılı olduğu
bir tılsım yani bir madalyon hazırlar. Tılsımda, şifa verici meleklerin
isimleri, şekilleri, kanatları, elleri ve ayakları görünerek çizilmişti.
Nebuchadnezzar tılsıma bakar; “Bu kim?” der ve Ben Sari anlatır; “Bunlar tıp
melekleri Snvi, Snsvi ve Smnglof. Tanrı Adem’i yarattıktan sonra onun yalnız
olduğunu gördü ve adamın yalnız olmasının iyi olmadığına karar
verdi.(Tevrat/Genesis 2:18). Tanrı Adem için topraktan bir kadın yarattı ve ona
Lilith adını verdi, ama Adem ve Lilith kavga etmeye başladılar. Lilith Adem’le
yatmak istemiyor, birleştiklerinde hep üstüne çıkmasına karşı çıkıyor ve
kendisinin de Adem gibi topraktan yaratıldığını yani eşit olduklarını
söylüyordu. Anlaşmazlık sürdü gitti, ta ki Lilith Tanrı’nın kutsal isimlerinden
birisini kullanıp, göğe uçuncaya kadar. Adem Tanrı’ya dua etti ve kadının
kendisini terk ettiğini söyledi. Bunun üzerine Tanrı üç meleğini, Lilith’i geri
getirmeleri için görevlendirdi ve eğer Lilith Adem’e geri dönmeyi kabul etmezse,
her gün yüz çocuğunun öleceğini söylemelerini emretti. Melekler Tanrı’nın
yanından ayrılarak Lilith’i izlediler ve onu Mısırlılar’ın intihar etmek için
kullandıkları suyun ortasındaki adacıkta bulup, Tanrı’nın sözlerini
tekrarladılar ama Lilith geri dönmek istemedi. Bu kez melekler onu suya batırıp,
boğacaklarını söylediler. Lilith cevap verdi; “Beni rahat bırakın, sadece
hastalıklı bebekler doğuruyorum; eğer erkek bir bebek olursa doğumdan sonra 8
gün, kız bebek olursa 20 gün onun kölesi olacağım.” dedi. Melekler ısrar etmeye
devam ettiler ama Lilith Tanrı’nın adına yemin ederek meleklere; “Ne zaman
isimlerinizi veya şekillerinizi bir muskanın üzerinde görürsem, onu takan bebeğe
ölüm vermeyeceğim.” Dedi ve her gün yüz çocuğunun ölmesini kabul etti.
Anlatılana göre her gün yüz şeytan aynı nedenden öldü ve bizler o günden bu
yana, meleklerin isimlerini küçük çocukların boyunlarına asılı muskalara yazdık.
Lilith meleklerin isimlerini her gördüğünde yeminini hatırlar ve çocukları
korur.” Ben Sira’nın Kral’a anlattıkları bu kadar ama efsanenin bir diğer
versiyonu daha var; Batılı bir çok insan için Tanrı insanı ve kadını kendi
suretinde Yaradılış’ın Altıncı Günü’nde yaratmış, sonra ona dünyayı vermiştir
ama o anda aslında Havva henüz yoktur. Tanrı, Adem adını verdiği ilk insana
yaşayan her canlının adını öğretir ve dişi, erkek olarak iki ayrı cins
olduklarını gösterir. Adem’in o sıralarda 20 yaşlarında olduğuna inanılır, “ve
Adem sonunda hepsi birer çift olan canlıların birbirlerine duydukları aşkı
kıskanmaya başladı. Her dişi canlı ile beraber olmaya çalıştı ama tatmin
olmayınca haykırdı; “Hepsi canlı ama ben uygun eş değilim.” ve Tanrı’ya bu
haksızlığı gidermesi için dua etti.”
Tevrat/Isaıah-Işaya 34:14 alıntı: “Vahşi kediler orada çakallar ile buluşacak,
keçi-şeytanlar orada birbirlerini çağıracak; Lilith orada rahat edecek ve
dinleneceği yeri bulacak. Orada baykuş yuva yapacak ve yumurtalarından kendi
gölgesinde yavrular çıkacak. Ve kiteler eşleriyle orada toplanacaklar.” Not:
Baykuş Lilith efsanesinde kutsaldır, bir rölyefte Lilith yanında baykuşlar,
arkasında ise çöl aslanlarıyla görülür, iki elinde ise Mısır’ın ölümsüzlük
simgesi olan Ankh’ın Sümer versiyonlarını tutmaktadır. Kite leş yiyici kuş
anlamındadır, akbaba olabilir.

(183)