Menü

Nart Destanları

30 Ocak 2017 - Eski Uygarlıklar

Nart Destanları binlerce yıllık geçmişin, tarihi birikimin, hayat dolu yaşamın KUZEY KAFKASYA halklarınca yaratılmış ulusal söylencelerin ortak adıdır.

Kuzey Kafkasya halklarının binlerce yıldan beri oluşturdukları ve NART ortak adıyla anılan ulusal söylencelerinin temelini oluşturan Oset Mitolojisi’nin derlenip yazıya geçirilmesi 1,5 asır öncesine dayanır. V.I.Abayev, B.A.Kaloyev’in kaleme aldığı Kayhan Yükseler’in Türkçe’ye çevirdiği Asetin Halk Destanı NARTLAR adlı kitabın ön sözünde bu konu şöyle özetlenir: “Nart söylencelerinin derlenmesi çalışmalarında en saygın yer, Asetin tarihi ve oluşumunun yorulmak bilmez araştırmacısı, Rus bilgin V.B.Pfaf’a aittir. Daha 1871 yılında Nartlar’la ilgili topladığı belgeleri “Kafkas Haber Bülteni’nde yayımlamıştı.Asetin halk edebiyatı, etnografik yapısı, dili ve tarihi üzerine derin araştırmalar yapan ünlü Rus bilgini, akademisyen V.F.Miller’in ise bu konuya çok değerli katkıları olmuştur. Pek çok Nart söylencesini engin ve geniş yorumuyla süsleyerek Rusça bastırmıştır. Ayrıca bu metinlere kendisine ait ünlü “Asetin Etüdleri” adlı esernde ve diğer birtakım yayınlarında da yer vermiştir. V.F.Miller’in en önemli katkısı destan konularına bilimsel bir yorum getirmesidir.

V.F.Miller’in çalışmaları, Asetin aydınlarının büyük bir bölümünün, tarihe, etnografyaya ve folklora karşı derin bir ilgi duymalarına yol açmıştır. 1880-1890 yıllarında Asetin halk sanatı yapıtlarını derleyen yeni bir ekip doğdu. Devrim öncesi Kafkasya’nın o aralıklı, durgun yayın koşullarında Nart destanlarından çok sayıda örnek yayımlandı. Diğer Kuzey Kafkas halkları temsilcilerince de Nart eposunun derleme ve basımı yapılmıştır.

Ancak Nart eposunun derlenmesi, bir araya getirilmesi ve basımı geniş ölçülerde ele alınarak gerçekleştirmek Sovyet iktidarı zamanında olmuştur. Ayrı ayrı kitapçıklar halinde basılmış olan Nart destanları, Güney ve Kuzey Osetya Bilimsel Araştırma ve İnceleme Kurumu’nun gücüyle bir araya getirilmiş, aynı dönem içinde destanın tetkiki üzerine birçok bilimsel ve teorik araştırma yapılarak yayımlanmıştır. 1940 yılı başında destanın toplam metinlerinin basımına hazırlık için, Kuzey ve Güney Osetya’da, birçok bilim görevlisi ve yazarın katıldığı “Nart Komiteleri” kurulmuştur. Osetya’nın çeşitli bölgelerine gönderilen araştırma grupları, yalnızca Nart söylencelerinin yeni türlerini değil, destanla ilişkili olan folklorik doneleri de topladılar.Daha 1942 yılında 30 formayı bulan “Asetin Halk Destanı-Nartlar” adlı büyük bir derleme baskıya hazır duruma getirilmişti.”

Nart Destanları’nın ne zaman ortaya çıktığı tam olarak bilinmemekle beraber konuları ve motifleri incelendiğinde İskit Efsanelerine dayandığı ve İ.Ö.VII-VIII yılları arasında şekillendiği var sayılmaktadır. Nart sözcüğü Osetçe’de iri yapılı adam, güvenilir kahraman anlamına gelmektedir. Georges Dumezil bu sözcüğün Hint-İran dilinde “erkek” anlamına geldiğini belirtmektedir.

Genel anlamda Nart sözcüğü bir topluluk adı olarak kullanılmaktadır. Osetler’de Nartlar üç aileye ayrılmaktaydı. Bunlar; “Alegate-Alagate”, “Ahsartagate-Ihşartegate” ve “Borate” aileleridir.

Bunlardan “Borate” ailesi en zengin olanlarıydı. Çok kalabalık hayvan sürülerine sahiptiler. “Alagate” ailesi içlerinde en akıllı olanlarıydı. Bu ailenin gücü zekasından ileri geliyordu. “Ahsartagate” ler ise en cesur olanlarıydı.

Nart Destanları bizlere Oset Halkının tarihi gelişimi ile ilgili oldukça önemli bilgiler vermektedir. Nart halkının yaşayış biçimlerini, toplumsal düzenlerini V.I.Abayev, B.A.Kaloyev’in kaleme aldığı Kayhan Yükseler’in Türkçe’ye çevirdiği Asetin Halk Destanı NARTLAR adlı kitaptan alıntılar yaparak inceleyelim.

“Destanın önemli bölümlerinin dağlı değil, bozkır sakini olan Oset-Alanlar’ın zamanında yaratıldığına kuşku yoktur. Söylencelerde bozkır rüzgârları eser. Bozkır, Nart seferlerinin ve kahramanlıklarının arenasıdır.”

“Nartlar destanda, yerleşik düzene geçmiş bir halk olarak anlatılmaktadır. Birkaç mahalle halinde bölünmüş köylerde yaşamaktadırlar. Düşmana karşı savaşta tek güç olabilmek için silahlı müfrezelere sahiptirler. Aralarındaki anlaşmazlıkları çözmek, önemli toplumsal ve askeri faaliyetlere karar vermek amacıyla, köylülerin sık sık bir araya geldiği köyün en sevilen köşesi nıhas olarak anılır.”

“Eski zamanda insan barınağı olarak kullanılan mağara ve kulübelerden, daha çok ilk söylencelerde söz edilir. Sonrakilerde ise yüksek kuleler, zapt olunmaz kaleler ve saraylar vardır.”

“Nartlar altın, gümüş, bakır, demir ve çeliği çok iyi biliyorlardı. Altından ve gümüşten süs eşyaları, bakırdan ev eşyaları, demir ve çelikten ise silah yaparlardı; kılıç, mızrak, ok, yay, zırh, kalkan, miğfer vs.. Özellikle, Nartlar’da farklı bir yer tutan demircilik çok gelişmiş durumdadır.”

“Nartlar’ın başlıca gıda maddesi, ilk söylencelere göre geyik etidir; genellikle büyük ziyafetlerde verilir. Sonrakilerde artık evcil hayvan etleri ve ekmekten söz edilmektedir. En çok sevip içtikleri, çok eski içkileri olan rongdur. Düğün ve cenaze törenleri gibi yerel gelenekler, destanda çok canlı bir biçimde yansıtılmaktadır. Geçmişte Kuzey Kafkas halklarında oldukça yaygın olan kız kaçırma, başlık parası gibi âdetler de destanda yer almaktadır.”

“Destan içinde, Oset halkı ve atalarının dinsel inançları konusunda çok ilginç ve çok büyük materyaller yer almaktadır. Nartlar’ın tanrısal güçlerle savaşında yansımasını bulan, Hıristiyanlıkla eski Alan totem kültlerinin kavgasına tanık olmaktayız. Sozrıko, Hıristiyanlaşmış “Güneş Tanrı” Balseg’in tekerleği ile savaşa tutuşmakta ve bu kavgada öldürülmektedir. Yine Batraz, Hıristiyanlaşmış fırtına tanrıları Wasillalar’la savaşmakta, o da öldürülmektedir. Her iki olayda da zafer Hıristiyan tanrılarınındır(!).

Sozrıko Ölüler Ülkesinde destanında, Osetler’in öteki dünyayla ilgili görüş ve düşünceleri yansır. Kabile sistemi dönemlerinin çok eski özelliklerini muhafaza eden gelenek ve görenekler anlatılır.”

“Nartlar neşeli, hayat dolu insanlardır. Boş zamanları baştan sona, şölenler, danslar, sportif oyunlarla doludur. Hele başarılı bir seferin ardından, fidiveg’in (tellal) çağrısıyla tüm halkın toplandığı bol ikramlı bir ziyafet düzenlenir, ünlü Nart folklorcuları ve çalgıcıları arasında yarışma yapılırdı.”

“Müziğe, şarkılara ve dansa karşı duyulan bu tutkuyla, savaşçı karakterin birleşimi Nart kahramanlarının karakteristik özelliklerinden biridir. Kılıç ve Fendır; işte Nart halkının iki simgesi…Nart destanının bu olağanüstü, tartışmasız canlılığı, yaşamsallığı, her şeyden önce Asetin halkının, destandaki fantastik kabuğun arasından, bizzat kendi yaşamını görmesinden ileri gelmektedir. Destan kahramanları Asetin halkı arasında geniş ün kazanarak, onların yaşamlarının en değerli ve yakın varlıkları oldular. Nerton (Nart) kelimesi, kudrete, yüceliğe, bolluk ve berekete, güzelliğe, olağanüstülüğe duyulan hayranlığın bir simgesi olarak kullanılmıştır bugüne dek. Asetinler daha önceleri hiç bilmedikleri, görmedikleri mısırla ilk tanıştıkları zaman, ona Narthor (Nart Buğdayı) adını verdiler.”

(73)