Menü

Ölüdeniz Yazıtları

30 Ocak 2017 - Eski Uygarlıklar

1947 yılında Arap bir çocuk, Ölüdeniz kıyısındaki bir mağaranın içine doğru taş atıyordu. Bir cam kırıldığını duyan çocuk ne olduğunu anlayabilmek için yukarı, mağaranın girişine tırmandı ve içeri girdi. Mağaranın içinde buldukları Torah ve İncil’in incelenmesinde çığır açtı. Mağaranın içinde, büyük cam kavanozlar içinde, Torah’nın neredeyse her kitabına dair yazılar bulunan papirüs rulolar bulunmuştu.

Ölüdeniz yazıtları, 1947 ile 1956 yılları arasında, Ölüdeniz’in kuzeybatısındaki Khirbet Kumran yakınlarındaki 11 mağarada bulunmuş olan tarihi el yazmalarıdır. Milattan önce 3. yüzyıl ile Milattan sonra 1. yüzyıl arasında yazıldığı tahmin edilen yazıtlar yaklaşık 2000 yıllıktır. Yazıtların büyük bir kısmı İbranice olup, küçük bir kısmıysa Aramice ya da Yunancadır. Büyük bir bölümü parşömene yazılmış olup, birazı da papirüse yazılmıştır. Yazıtların bir çoğu bir bütün olarak değil, parçalar halinde bulunmuştur. Buna rağmen, uzmanlar bu parçaların büyük bir bölümünü birleştirerek, değişik uzunlukta 850 farklı yazı elde etmişlerdir.

Yazıtlar genel olarak 3 ana kategoriye ayrılabilir.

1) Torah ile ilgili olanlar (Biblical): Torah’nın Megilat Ester dışındaki bütün kitaplarının olduğu bölüm.

2) Apocryphal: Torah’nın 5 kitabında yer verilmeyen ama diğer kaynaklarda bulunan yazılar.

3) Mezheple ilgili olanlar (Sectarian) Esenler tarafından yazıldığına inanılan, komün kurallarını, Torah yorumlarını ve dini-yasal yazıları içeren bölümdür.

ESENLER:
Esenler, Helen Roma döneminde (Makabilerin yükselişi ve İkinci Beth-ha mikdaş’ın yıkımına kadar geçen sürede ( M.Ö 167- M.S 70)) Farasiler, Seddusiler, ilk Hıristiyanlar, Samaritanlar ve Zealotlarla beraber İsrail topraklarındaki Yahudi halkını oluşturuyorlardı. Fakat Kumran yazıtlarını yazmış olduğu düşünülen Esen sekti kendini Yahudi milletinin genelinden ayırmış, yeni kızışan mesianik inanışları benimsemeye başlamışlardı. Yeruşalayim hahamlarıyla aralarında dine ve dini uygulamalara dair şiddetli tartışmalar yaşayıp, şehri terk etmişler, sonra şehre geri dönüp “harap haldeki” Beth-ha mikdaşı düzeltmeyi amaç edinmişlerdi. Bu setteki kişilerin Kumran’a ne zamana yerleştikleriyse hala büyük bir tartışma konusudur. Üzerinde anlaşılmış olansa, bu cemaatin M.Ö 2. yüzyılın ikinci yarısında oluşturulduğu ve M.S 68’de Romalılar tarafından Yeruşalayim’e giderken yok olduğudur.

YAZITLARIN BULUNMASI VE BUGÜNKÜ ÇALIŞMALAR:
Başta da bahsedildiği gibi, yazıtların ilk 7 rulosu 1947 yılında şans eseri bir mağarada bulunmuşlardır. Bunlardan üçü hemen arkeolog E.L Sukenik tarafından satın alınmış, diğer dördüyse Amerika’ya kaçırılmıştır. E.L. Sukenik’in oğlu Yigael Yadin ancak 1954 yılında bu 4 ruloyu İsrail’e getirtmeyi başarmıştır. Bu 7 rulo’nun anısına İsrail Müzesinde “Shrine of the Book (Kitabın Mihrabı)” adlı bir bölüm oluşturulmuştur. Diğer rulolar ve bölümler ise 1949-1956 yılları arasında hem Bedeviler, hem de Ecole Biblique ve Palestine Archeological Museum’dan arkeologların katkılarıyla bulunmuştur. Bu zamandan sonra kazılar devam etmiş olsa da, yeni rulolar bulunamamıştır.

Bugün Kumran Yazıtlarının büyük bir çoğunluğu İsrail de (İsrail müzesi ya da Rockefeller Arkeoloji Müzesinde), birkaç rulo ve parça da başka yerlerde özellikle Ürdün’de bulunmaktadır.

(169)