Menü

Ruhsal Şifa

30 Ocak 2017 - Parapsikoloji

Canlı olan her varlık etrafına enerji radyasyonları yayar. Bu ışınların kendilerine özgü gücü vardır, bu bakımdan bazı kimselerin bu tür güç alanlarının şifa etkisi olduğu doğrudur. Bu şifa ışınları uzun süreden beri tıpta kullanılmakta olan ‘x’ ve ‘ultra-viyole’ ışınlarına benzetilebilir. Bazı kimselerde bu güç alanı o kadar kuvvetlidir ki, herhangi bir fiziksel temas olmadan başkalarına şifa verebilir. İnsanlar arasında olduğu gibi, hayvanlar hatta bitkiler arasında da şifa etkilerine sahip olan bu ışınların alış-verişi söz konusudur. Ruhsal şifa ayrıca uzaktan da etkili olabilmektedir. Birçok insan ‘iman gücüyle’ şifanın mümkün olacağını bilir ya da kabul eder. Ruhsal şifacılar, ruhsal şifadan çok şey yaparlar. Pek çoğu hastalık teşhisinde bulunur. Şifacılardan biri, hastalıklardaki değişikliklerin auraya da yansıdığını söylemiştir. Örneğin kanser, aurada büyük delikler oluşturur. Bütün hastalıklar, soluk renkler, bulutlar ya da bozulmalar şeklinde auraya akseder.
Yakın temasla ya da uzaktan ruhsal şifa yeni bir uygulama değildir; kutsal metinlerin ortaya çıktığı zamanlardan beri kayıtların tutulduğu bilinmektedir. Gerek Hz. İsa, gerekse Hz. Muhammed, yaşamları boyunca ruhsal şifa yetenekleri örnekleri vermişlerdir. Peygamberler ve diğer din ulularının iyileştirdikleri hastalıklar arasında şunları sayabiliriz: Cüzzam, körlük, dilsizlik, sağırlık, obsesyon nitelikli delilikler, vb… Birçokları, ruhsal şifayı parapsikolojinin bir araştırma konusu olmaktan çok, dinsel bir deneyim olarak kabul eder. Şifacılık, spiritüel bir etkinlik olabilir ama dinsel anlamda değil, bilimsel anlamdadır. Bilimsel olarak şifacılar, kendi hayat enerjilerinden çektikleri ultra-yüksek enerji frekanslarını yönlendirmek suretiyle uygulamalarını sürdürmektedirler. Yani, dalga boylarının spiritüel bandına akort olabilme ve bunu kendi vücutlarından geçirerek hastaya yönlendirebilme yeteneğine sahip bulunmaktadırlar. Bu yüzden, celselerinin bitiminden sonra kendilerini yorulmuş, tükenmiş hissederler. Kendi vücutları aracılığıyla kanalize ettikleri şifa tesirleri bakımından tükenmiş durumda olurlar. Kısacası ruhsal şifada, biyo-plazmik enerji konsantrasyonu şifacı medyumdan hastaya kaydırılır ve radyan şifa enerjileri akar.Biyo-plazmik bedenimizin resmini çekebilen ‘Kirlian Fotoğrafçılığı’ yöntemi ile çekilen fotoğraflar sonucunda, şifa celseleri sırasında şifacıların ellerinden (bilhassa parmak uçlarından) çıkan biyo-plazmik enerji alevleri görülmektedir. Sanki hastaya doğru bir enerji akımı olmaktadır. Bilimsel araştırmalar, bu akımın şifacı kaynaktan hastaya doğru akmakta olan ‘enformasyon transferi’nin radyasyonu olduğunu ortaya koymuştur.
Kuşku, şifanın en büyük düşmanıdır. Ruhsal şifada başarısızlık, tamamen değilse de büyük ölçüde hastanın inancına bağlıdır. Çünkü, inanmamakta olan bir hastanın kendi eliyle yada kendi arzusuyla ‘alıcı antenleri’ kapanmış olur.

(51)