Menü

Transandantal Meditasyon

30 Ocak 2017 - Kişisel Gelişim

Transandantal meditasyon, 40 yıl önce Maharishi Mahesh Yogi tarafından kurulan bir meditasyon tekniğidir. Transandantal meditasyon, günde iki kez 20 dakika uygulanan bir zihin tekniğidir. Bu yöntem sırasında uyanıklık kaybolmadan zihinsel faaliyet, bir düşüncenin daha silik düzeylerinin deneyimini yaptıktan sonra duruluyor ve bunun sonucunda hem zihin hem beden derin bir dinlenmenin içine giriyor. Bu olayın hemen akabinde zihnin çok daha berrak olduğu kısa zamanda çok daha fazla iş yapabilmesi ve bedenin de, zihin beden işbirliğinin de bu derin dinlenmeyle streslerden kurtulması ve hastalıklara karşı direncinin artması söz konusudur. Psikosomatik kökenli tüm hastalıklara karşı doğrudan etkilidir. Bu teknik daha çok sağlıklılara yöneliktir. Çünkü sağlık, hastalığın olmadığı bir unsur değil, pozitif bir denge unsurudur ve bunu korumayla ilgili modern tıpta hiçbir yaklaşım yok. Transandantal meditasyon erken yaşlarda öğrenilirse özellikle stres kökenli tahribatlar ortadan kalkar ve kişi hastalıklarla hiç karşılaşmadan bir denge sistemi içinde hayatını yaşayabilir.

Maharishi Mahesh, Hindistanlıdır. Kendi dini vardır, kendi kültürünün bütün özelliklerini taşımaktadır, ancak öğrettiği tekniği dünyaya lanse etmesinde hiçbir zaman empoze söz konusu değildir. Bu yöntemin ipnozla, devre dışı kalmış bir bilinçle, uyuşturucu almış bir kişiyle hiçbir ilgisi yoktur, çünkü kişi o an her şeyi duyabilir, bütün tepki ve uyarılara cevap verebilir ama onların öneminin ötesine geçtiği, kendi içinden sonsuz bir mutluluk ve enerji alanının deneyimini yaptığı hatta o alan haline geldiği bir durum söz konusudur. Transandantal bilinçte, yani saf bilinçte her şeyin deneyimini yapmakta olan merci kendi kendisiyle baş başa kalıyor. Hem deneyen, hem deneme işlemi, hem denenen o. Tabii bu haliyle özel bir deneyim ama bir trans hali ve kendinden geçme değil, çok sade bir bilinç hali.

Sosyologların araştırmalarına göre, transandantal meditasyon tekniğini uygulayan kentlerde suç oranı, trafik kazaları ve hastaneye yatan hasta sayısı düşmeye başlamıştır. Buna bir örnek vermek gerekirse; bir metali mıknatıslarken, diyelim ki metali oluşturan atomların %1’ini mıknatıslayınca geriye kalan otomatik olarak mıknatıslanıyor. Bunun toplumda nasıl oluştuğuna gelince; beyin fizyolojisi milyarlarca nörondan oluşuyor. Bu yöntem sırasında faaliyet durulduğunda beyin fizyolojisi daha düzenli çalışır. Belki çok ufak bir nöron çekirdeği daha düzenli bir faaliyet düzenine geçiyor ve bütün beynin daha düzenli çalışmasına neden oluyor. Elektroanseolografi araştırmaları her iki yarı küre ve değişik merkezler arasında uyumun arttığını gösteriyor.

(24)