Menü

Cadılık

30 Ocak 2017 - Kara Büyü

Pagan tanrıça Artemis’in cadı kültürünün tanımlanması, 1749’da İtalya G. Tartarotti tarafından Ortaçağ edebiyatındaki bazı cadılık imalarına, özellikle de Regino’ya (10. yüzyıl) dayanarak ileri sürülmüştü. Daha çok dinin çarpıtılmış biçimi, kara majinin bir türü olan cadılık, her zaman olmasa da genellikle yaşam içinde zor durumda uygulanırdı. Amaç, yaygın olan dine karşın farklı bir inancı desteklemek değildi, ancak bu dini kasıtlı olarak çarpıtmak, alaşağı etmek gibiydi. Çoğu durumda, şeytanla bir tür anlaşma yaparlar ya da yaptıklarını düşlerlerdi ve kasıtlı olarak zararlı işlerle uğraşırlardı. Cadılık hep vardı; Afrika’da milyonlarca ve Hindistan’da 19. yüzyılda bile, çok sayıda insan cadılık nedeniyle yok edildi. Çoğunlukla, Hıristiyanlık dönemlerde Katolik inancının bastırdığı dinsel eğilimlerin cadılıkla ortaya çıktığı görüşü ileri sürülür. Yeni inançla bastırılan, ancak gizli bir hareketmiş gibi, yine de varolan paganizmin ortaya çıkmasıdır. Cadılıkta kadim bir verimlilik kültürü yoktur. Çünkü cadılar bebekleri öldürür, evli çiftleri ayırır, hayvanlarda hastalığa neden olur, ekinleri kavururlar. Cadılığın kökeni belirli bir dinle bağlantılı değildir, ancak tüm dinlerde cadılık olmuştur. Cadılık, dine, doğaya ve Tanrı’ya karşı başkaldırmaktır. İncil’de cadılığa karşın birçok uyarı vardır. Çıkış 22/18’de, cadılığa ölüm cezası verildiğinden söz edilir. Konuya, Levililer 19/26, 31 ve 20/6, 27’de yeniden değinilir. Bu son iki pasajda, büyücülerle birlikte onlara danışanların yok olacağına söz verilmiştir. Tesniye 18/10’da büyücüler ve sihirbazlar toplum dışı bırakılır.

*Diana(Artemis) Kültü

10. yüzyılda Regino pagan tanrıça Diana’yla geceleri toplantı yapan kötü amaçlı kadınlardan söz eder. Cehennemde Hekate olarak adlandırılan Diana, efsunlar gerçekleştirirdi ve aynı zamanda kavşaklarda görüldüğü için Trivia da denmiştir. Söylenenlere göre bazı majik etkinlikleri gerçekleştirmek için bazen kavşaklara gidilmesi gerekir… Dokuzuncu yüzyılda Kilise Genel Konseyi’nin bildirisinde Diana’nın çağırılmasından, ki burada aslında Hekate demek istenir, söz edilir. Bu aynı zamanda, daha sonra Witches’ Sabbathts (cadı toplantıları) yada kısaca Sabbat’lar olarak adlandırılan toplantılara katılmak için kadınların bazı hayvanların üzerine binerek uzun yol yaptıklarının itiraf etmeleri ve inandıkları anlamına da gelir. Böylelikle cadılar, Ay’a tapınmayı küçük düşüren ve otlar, maji, efsun kullanımında yetenekli Selanikli büyücülerden söz edilen Yunana klasiklerinde kınanan bir Ay kültürünü sürdürmüş oldular. 1310’da Traves’te bir Kilise Konseyi Diana ya da Herodiana’yla birlikte uçtuğunu sanan kadınları kınar. Daha sonra Herodias’la uçmaktan söz edilir. Herodias’tan İncil’de de söz edilir.

*ŞEYTANLA ANLAŞMA YAPMAK

Bu tür anlaşmaların kanıtı İncil’de İşaya 28/15’tir. Çevirisi şöyledir: ”Madem ki siz dediniz: Ölümle ahit kestik ve ölüler diyarı ile uyuştuk. ”Origen ve Augustine bu anlaşmalardan söz eder ve skolastik filozoflar söylenen ve uygulanan anlaşmaların arasındaki farkı verir. Söylenen anlaşma iblisi çağırmaktan oluşur; uygulanan anlaşma ise,ondan yardım beklemektir. Burada iblis,kötü ruh anlamındadır ve bunlardan sayıca çok vardı. Siyahlar giymiş biri,aralarına katılmak isteyen kişiye konuk olur. O kişi şeytanın vekilidir. Bazen kurbanın yazılı bir anlaşmaya imza atmasını sağlar ve imza mutlaka imza atan kişinin kanıyla atılırdı. Anlaşmaya göre, şeytan kişiye istediği her şeyi verecek örneğin bilgi, varlık, başarı, zevk, düşmanlardan intikam, kurban bunların karşılığında ise Katoliklikten vazgeçecek, vaftizini reddedecek, Sonsuz Kurtuluş isteğini terk edecek ve öldüğünde ruhunu cehenneme teslim edecekti. Anlaşma yedi ile dokuz yıl için geçerliydi. Bazen bu süre dolduğunda kurban ölür, bazen de anlaşma yenilenirdi.

(199)