Menü

Komplo Teorileri – 02

30 Ocak 2017 - Komplo Teorileri

Kaynak : Doç.Dr.Ümit SAYIN
DÜNYAYI YÖNETEN GİZLİ ÖRGÜTLER

Genel Durum

Yeni Dünya Düzeni’nin dünyayı yeniden paylaşmada Türkiye’nin başına
21. yüzyılda inanılmaz çoraplar örülmek istenmekte ve Türkiye adım
adım Sevr koşullarına sürüklenmektedir. Oynanmakta olan bu satranç
oyununda Türkiye’de dev bir operasyon yapılmış ve “Şah” köşeye
sıkıştırılmıştır (Manisalı 2002a ve 2002b). Mat olup olmaması bundan
sonra Türk Genelkurmayı’nın atacağı adımlara bağlıdır. ABD
tarafından planlanan bu operasyon, AB ülkelerinin de yardımıyla
şimdilik başarıyla yürütülerek hedeflenen ekonomik kriz ülkede
başarıyla yaratıldıktan sonra, tüm piyonlar rollerini başarıyla
oynamışlar ve 79 yıl önce Hilafeti kaldıran Türk devletinin tepesine
Hilafetçi artığı ve ABD kuklası bir parti usta bir manevra ile –
umutsuzluk içindeki halk kandırılarak- geçirilmiştir.

Tüm hükümet üyelerinin ve bakanlarının Nakşibendi veya Fethullahcı
bağlantıları Aydınlık dergisinde yayımlandığı halde sadece bir iki
bakandan tekzip gelmiştir. Hükümet üyelerinin büyük çoğunluğu ünlü
Abant Toplantılarını düzenleyen Fethullahçı örgütlenmenin odağındaki
Birlik Vakfı’nın üyesidir. Bir zamanlar “demokrasi tramvayı”na
gerekirse binebileceğini ya da ereğine ulaşmak amacıyla papaz
giysisi bile giyebileceğini söyleyen, camilerin kubbelerini miğfer
olarak takacak, minareleri de mızrak olarak kullanacak Tayyip
Erdoğan liderliğindeki kadronun yönetiminde Türkiye’yi ileride daha
vahim sorunların beklediği açıktır.

Diğer yanda ise ABD 80 bin askeriyle Diyarbakır’da konuşlanmak ve
Türkiye’yi hiç ilgisi olmadığı bir savaşa bulaştırmak istemektedir.
ABD’nin hedefi açıktır. Kafkasya ve Ortadoğu petrol ve doğal gaz
bölgelerini Naziler gibi işgal etmek ve Asya’nın stratejik
bölgelerini kontrol altına almak! Ama rambo çığlıklarıyla savaş
naraları atan Türk medyasında hiç değinilmediği üzere, ABD’nin asıl
hedeflerinden birisi de Türkiye’yi parçalamak ve Doğu Anadolu’da ABD
kuklası bir Kürt devleti kurmaktır. Türkiye’yi parçalama ve çökertme
operasyonu aşikar bir biçimde Kıbrıs üzerindeki Annan Planı ile,
NGO’ları ile, Fener Patrikhanesi’ne ve Rum azınlıklara verilen
haklar ile, Rum Pontus’u ile, Kuzey Irak’taki Kürt Senatosu ile
Türkiye’de ajanlık faaliyeti gösteren vakıflarıyla başarılı bir
şekilde sürdürülmektedir.

Değerli Necip Hablemitoğlu’nun katledilmesi Türkiye’yi
istikrarsızlaştırma operasyonunun bir parçasıdır ve korkarım ki bu
cinayetler sürecektir. Cinayetleri ise çok daha büyük bir ekonomik
kriz beklemektedir. Ya Türk askeri, kriz durumlarında ABD’nin
müdahele gücü haline getirilecek ya da ekonomisi kısırlaştırılmış ve
tarımı çökertilmiş olan Türkiye açlığa mahkum edilecektir. Yani “Şah
ve Mat” gerçekleşmesi planlanmıştır.Bu yazıda Türkiye’deki durumu
irdelemek açısından dünyayı yöneten gizli güçleri ortaya koymaya
çalışacağız. Şimdilerde Globalizasyon adıyla bize yutturulmak
istenen Yeni Dünya Düzeni bir günde kurulmuş bir strateji değil,
kökeni imparatorluklar ve sömürgeler dönemine dayanan bir plandır.
Globalizasyon, ulusçuluğu ve sınırları kaldıran bir sistem değil,
aksine ezen ulusların kayıtsız şartsız hakimiyetine yol açacak
acımasız, emperyalist ve faşist bir yapıdır. Yeni Dünya Düzeni’ni
şekillenderen iki temel dev güç vardır. Bunlardan birisi Yahudi
lobisi ve tekellerinin kurduğu gizli cemiyetler, ötekisi ise WASP
adı verilen beyaz, Anglo Sakson, Protestan azınlığın kurduğu gizli
cemiyetlerdir. ABD’de tüm güç ve medya bu gizli cemiyetler
tarafından şekillendirilmektedir.

Yahudilerin de içinde yer aldıkları CFR (Council on Foreign
Relations), Bilderberg gizoluşturur. Bir istihbaratçı olan George
Orwell’ın 1984 isimli kitabında belirtildiği üzere, medyayı kontrol
eden beyinleri kontrol eder. Beyinleri kontrol eden ise, toplumları
kontrol eder (son örneğini 3 Kasım seçimlerinde gördüğümüz li örgütü ve Trilateral Komisyon bu
cemiyetlerin temelini gibi).

ABD’de medyayı ve beyinleri kim kontrol eder?

ABD’de her yere yayılan ve en çok seyredilen kanallar yaklaşık 15
aile tarafından ve 24 şirketle yönetilmektedir (Chomsky, 1988, 1991,
1992, 1994).

Bu şirketler şunlardır (Chomsky, 1988, 1991):

· Advance Publications (Newhouse ailesi),

· Capital Cities (Devlet Kökenli, DK),

· CBS (DK),

· Cox Com (Cox ailesi) ,

· Dow-Jones (Bancroft-Cox ailesi),

· Gannet (DK),

· GE (General Electric),

· Hearst (Hearst ailesi),

· Knight-Ridder ailesi,

· News Corp (Murdoch ailesi),

· New York Times (Sulzberger ailesi),

· Reader’s Digest (Wallace ailesi),

· Scripps-Howard (Scrips ailesi),

· Storer Corp (Storer ailesi),

· Taft (Taft Ailesi),

· Time Inc. (karışık ve DK),

· Times Mirror (Chandler ailesi),

· Triangle (Annenberger ailesi),

· Tribune Co. (McCormick ailesi),

· Turner Broadcasting (Turner ailesi),

· Fox Broadcasting (Fox ailesi).

ABD’de bugün, hem gizli-derin devletten izinsiz, hem de bu
ailelerden izinsiz hiç bir gerçeği yayımlayamazsınız (ABD gizli
devleti için bkz. Vankin 1996; Constantine1997; Blum 2000).

Belirli bir elit zümrenin kontrolü altında olan ABD medyasının,
bunun bir sonucu olarak da dünya medyasının gerçeklerle ilgili fazla
bir bilgi yayınlanması beklenemez. Zaten tüm Amerikan halkı 11 Eylül
olayında olduğu gibi medya tarafından tamamen uyutulmuş ve inanılmaz
senaryolar ile sadece Amerikan halkı değil, tüm dünya kandırılmıştır
(Meyssan 2002; Sayın 2002).

Bu şirketlerin pek çoğunun yöneticisi özel ve elit bir alt kültürden
gelmektedir ve hep aynı söylemi dile getirirler ve Yeni Dünya
Düzeni’nin temel bir parçasıdırlar. Bu eğilim, dünyayı dinlemek ve
yönetmek için NSA (National Security Agency) tarafından kurulmuş
ECHELON sisteminin diğer üyeleri İngiltere, Kanada, Yeni Zelanda ve
Avustralya’da da pek değişmemektedir (Sayın 1998; Hager 1997).
ABD’de de Washington ve New York merkezli CFR’nin yerini bu
ülkelerde Bilderberg ve Trilateral Komisyon almaktadır.

Medyanın başında da mutlaka bu örgütlerin elemanları bulunur.
Aşağıda bazı örnekleri sıralıyoruz
(Kısaltmalar:
B: Bilderberg üyesi;

T: Trilateral Komisyon;

C: Council on Foreign Relations):

· Robert Erburu (C ve T):

· Times Mirror başkanı Forester Lynn ( B ve C):

· Netwave Inc. Haberleşme sistemleri Paul Gigot (B ve C):

· Wall Street Journal, Washington yazarı. Henry Anatole
Grunwald (B ve C):

· Time dergisi, editör Jimmie Lee Hoagland (B ve C):

· Washington Post, editör yardımcısı. Claude Imbert (B ve T):

Le Point, Paris.
Dinç Bilgin (B ve T): Sabah Yayıncılık ve 1 Numara
Yayıncılık.
Wyatt Thomas Johnson (C ve T): CNN başkanı.
Flora Lewis (C ve T): New York Times, Paris, köşe yazarı
Charles William Maynes (B ve C): Foreign Policy Magazine,
Carnegie vakfı (CIA bağlantılı) Albert J. Wholstetter (B ve C):
Wall Street Journal, yazar Robert Leroy Bartley (B, C ve T):
Wall Street Journal, Editör ve başkan. Thomas L. Friedman (B, C ve
T):
New York Times, köşe yazarı. David Gergen (B , C ve T): US News and
World Report, Başkan ve editör.
Katharine Graham (B, C ve T): Washington Post, direktörlerden James
Fulton Hoge (B, C ve T): Foreign Affairs Magazine direktörü (bu
dergi CFR’ın resmi organıdır).
Mortimer Benjamin Zuckerman (B, C ve T): US News ve World Reports,
Atlantic Montly, NY Daily News. Baş Editör.

Dünyada hakimiyeti elinde tutan bu Anglo Sakson ve Yahudi
medyalarında tek bir ideolojinin borusu öter:
Globalizm.

Globalizasyonun ve Yeni Dünya Düzeni’nin temel felsefesini ortaya
koyan da ORDO AB CHAO (Kaostan Düzen) mottosu ile ortaya çıkmış
İllüminati, Skulls and Bones Society (SBS, Kuru Kafa ve Kemik
Cemiyeti), Bohemian Grove (veya Bohemian Club) gibi gizli
cemiyetlerin ta kendisidir! Daha sonra bu cemiyetlere 20. yüzyılda
Council on Foreign Relations (CFR, Dış İlişkiler Konseyi),
Bilderberg ve Trilateral Komisyon eklenecek ve diğer ülkelere de
yayılarak kayıtsız şartsız bir Yeni Dünya Düzeni veya bir Anglo
Sakson Firavunlar devri yaratmak için büyük bir mücadele
verilecektir (Sutton 1986; Domhoff 2000; Ross 2000; Marrs 2000).
Dünyadaki pek çok tüketim malzemesini ve diğer malları sistematik
gizli örgüt ağına sahip bir elitler grubu kontrol etmektedir.

Bu elitler grubu tüm dünyaya yayılmışlar ve pek çok kilit noktayı
bilinçli ve planlı bir biçimde işgal etmişlerdir. Artık dünyayı
yöneten bir Büyük Ağabey vardır ve bu Büyük Ağabey bahsedilen
elitlerin oluşturduğu gizli bir ağdır; bu ağın tarihsel mistik bir
geçmişi de vardır! Büyük Ağabey örgütünün üye sayısı 8-10 bini
aşmaz, ama savaşların çıkmasından dünyadaki para hareketlerine,
uyuşturucu trafiği ve kara paradan ülkelerin çökertilmesine,
hükümetlerin değiştirilip, ülkelerin parçalanmasına kadar (Rusya ve
Yugoslavya örneği) bu elitler grubu ve Büyük Ağabey etkilidir.

Yeni Dünya Düzeni, arkasında masonik gizli örgütlenmelerin olduğu
bir uluslararası ağın ve Council on Foreign Relations (Dış ilişkiler
konseyi), Trilateral Komisyon ve Bilderberg isimli örgütlerin
planlayıp, dünyaya dayattığı kayıtsız şartsız emperyalist bir sömürü
sistemidir.

Yeni Dünya Düzeni ve bu örgütler neden tehlikelidirler?

Yeni Dünya Düzeni’nin amaçları ve tehlikeleri hakkında tonlarca
kitap yazılmış, globalizasyonun insanlığa sunacağı acımasız
gerçekler hakkında yüzlerce konferans verilmiştir. Fakat bahsedilen
gizli örgütlerin ve CFR, Bilderberg ve Trilateral Komisyo’nun
tehlikeleri hakkında yazılan kitaplar bir avuçtur. Çünkü bu örgütler
hakkında bilgiye ulaşmak çok zordur. Bu örgütlere üye olan kişiler
istihbarat örgütlerinin, silahlı kuvvetlerin, NATO’nun veya Savunma
Bakanlıklarının, bankaların, dev tröstlerin en tepesindeki
insanlardır. Nazilerden pek de farklı olmayan bu insanların gerçek
yüzlerini daha iyi anlayabilmek, ancak onların dünya insanlığı
üzerinde oynadıkları rolü sergileyerek mümkün olabilir.

Bu örgütler niye tehlikelidirler? Çünkü:Savaşları onlar çıkarırlar.
Ne kadar süreceğine onlar karar verirler, kimlerin katılacağına ve
hangi sınırların çizileceğine onlar karar verirler (Şu anda içine
girmekte olduğumuz savaşta olduğu gibi). Birinci Dünya Savaşı’nın
çıkmasında J. P. Morgan ve Rockefeller’ın büyük etkileri olduğu ve
savaş sonunda da inanılmaz kârlar elde ettikleri bilinmektedir
(Marrs 2000). Ayrıca 2. Dünya Savaşı’nın başında (Hitler’in
yükselişinde de) Rockefeller grubunun Hitler’e yaptığı yardımlar
bilinmektedir. Rockefeller’lar, bu Büyük Ağabey’in, CFR veya Skulls
and Bones Society’nin merkezindedirler. Parayı kayıtsız şartsız
onlar kontrol ederler. ABD’deki Merkez Bankası’ndan tutun, diğer
uluslardaki merkez bankalarına kadar tüm temel bankaların kilit
noktalarını onlar kontrol ederler. İskonto oranlarını, para
teminini, altın stoklarını ve altın fiyatlarını, borsa fiyatlarını
onlar ellerinde tutarlar ve kontrol ederler.

Dünyada akmakta olan tüm kara para bu örgütlerin kontrolündedir.
Hükümetleri onlar kontrol ederler. Pek çok ülkede kimin başbakan,
kimin vali veya kimin yönetici konumuna geleceğini onlar kontrol
ederler. Gerekirse hükümetleri yıkarlar, yerine yenisini kurarlar,
işlerine gelmezse onu da yıkarlar ve bunu kimsenin ruhu duymadan
yaparlar. Medya bu gerçeklerden bahsedemez.

Medya ve bilgiyi onlar kontrol ederler. Temel pek çok medya
kuruluşlarını onlar kontrol ederler. Beyin yıkama yöntemleri ve
medyayı yönlendirme yöntemleri korkunçtur. Onların izni olmadan
büyük medyaya yayın yapmanız mümkün değildir.
Ücretleri, vergileri maaşları onlar kontrol ederler. Emeğinize net
olarak hakimdirler. Tüm ücretleri, endüstrilerdeki maaşları, işçi
maaşlarını onlar kontrol ederler.

Mafyayı onlar kontrol ederler. Detaya girmeye gerek yok, çünkü zaten
kendileri mafyadır. Diğer mafya örgütlenmelerini onlar kontrol
ederler.

Bilimi ve teknolojiyi onlar kontrol ederler. Bilimi ve teknolojiyi
çok kilit noktalardaki öğretim görevlileri veya çok kilit
noktalardaki şirket görevlileri sayesinde onlar kontrol ederler.

İstihbarat örgütlerini ve orduları onlar kontrol ederler. ABD’deki
hemen her istihbarat örgütünün üst düzey görevlisi veya ileri geleni
ya bahsedilen gizli örgütlerin üyesidir, ya da CFR, Trilateral
Komisyon veya Bilderberg üyesidir. Avrupa ve Japonya’daki istihbarat
örgütlerinde de bu kişiler çok etkilidir. Türkiye’de ise son 50
yıldır yönetici konumuna gelmiş pek çok kişi ya Trilateral Komisyon
veya Bilderberg üyesidir.

Şu unutulmamalıdır: Bu örgütlerin güçleri, nitelikleri ve üyeleri
ortaya çıkarıldıktan sonra kesinlikle alt edilebilirler. Bu
örgütleri
böylesine sıralamak onların yenilmez oldukları vurgulamak amacıyla
değil, aksine onların iç yapılarını ortaya koymak ve alt
edilebileceklerini vurgulamak amacıyla yapılmaktadır.

Aşağıda her üç örgüte de (Trilateral Komisyon, Bilderberg ve CFR)
üye olan kişilerin isimlerini ve bulundukları konumları sunuyorum
(Ross 2000).

Her üç örgüte de üye olan elitler

· Paul Arthur Allaire: Xerox şirketi direktörü, CFR direktörü.

· Graham T. Allison: Ulusal Politika Merkezi üyesi, eski CFR
Direktörü.

· D. Orville Andreas: Archer Daniels Şirketi Başkanı.

· R. Leroy Bartley: Ünlü Wall Street Journal Editörü.

· C. Fred Bergsten: Ünlü Brookings Institition Yöneticisi.

· Robert R. Bowie: Kıtalararası Geliştirme Merkezi üyesi.

· John Bredemas: Texaco şirketi direktörü, eski senatör.

· Zbigniew Brzezinski: Ulusal güvenlik danışmanı, Stratejik
ve Uluslararası Çalışmalar Enstitüsü.

· John H. Chafe: Senatör, Fin. Sel. Intellig. Direktör.

· Bill Clinton: Eski Başkan, Arkansas Valisi.

· Richard N. Cooper: Harvard’da Prof. CFR direktörü, Devlet
Bakanlığı, Ekonomik işler.

· Gerald Corrigan: CFR direktörü, Federal Merkez Bankası.
Eski direktörü, Goldman Sachs.

· Lynn E. Davis: Devlet Bakanı, Uluslararası Güvenlik
Sekreteri.

· John Mark Deutch: CIA direktörü, Savunma Bakanlığı.

· Martin S. Friedman: Prof. (Harvard) Ekonomik Araştırmalar
Ulusal Bürosu.

· Stephan J. Friedman: Goldman Sachs Şirketi.

· Thomas L. Friedman: New York Times gazetesi, köşe yazarı.

· David. L. Gergen: US News ve World Report Direktör ve
Clinton’ın danışmanı.

· Louis Gerstner: IBM Şirketi sahibi ve Başkanı.

· Kathrine Graham: Washington Post gazetesi, köşe yazarı ve
Brookings Inst.

· Maurice Greenberg: CFR direktörü, Am. Int. Group Inc.
Başkan Yardımcısı.

· Lee Herbert Hesburgh: Senatör, Indıana uluslararası
ilişkiler.

· W. Alexander Hewitt: Jamaica Büyükelçisi.

· James F. Hoge: CFR’nin yayın organı Foreign Affairs’ın
direktörü.

· Richard Holbrooke: ABD Büyükelçisi, B. M. üyesi Credit S.
First Boston Corp.

· Vernon E. Jordan: Aikin, Huer and Feld Şirketi, RJR Nabisco
yöneticisi.

· Henry A. Kissenger: Nıxon ve Carter dönemi Devlet
Bakanlığı, Sekreter.

· Winston Lord: Devlet Bak. Sekreter yardımcısı, Doğu Pasifik
ve Asya İlişkileri.

· Jessica T. Mathews: Uluslararası barış için Carnegie Vakfı
Başkanı (CIA ve DIA).

· Winston P. McCracken: Michigan Üniversitesi Prof.

· Robert Strange Mc Namara: Dünya Bankası Başkanı, Eski
Savunma Sekreteri, Brookings Inst. (CIA bağlantılı).

· Walter F. Mondale: ABD Büyükelçisi, Japonya Devlet
Bakanlığı.

· J. Benjamin Nye: Hazine Bakanlığı Sekreteri ve etkin
başkanı.

· Joseph S. Nye: Ulusal İstihbarat Konseyi Başkanı, Harvard
Dekanı

· Rozanne L. Ridgway: Atlantik Konsül, RJR Nab Direktörü.

· Charles W. Robinson: Kıtalararası Geliştirme Konsülü,
Brookings Inst. (CIA bağlantılı).

· David Rockefeller: Chase Manhattan Bankası başkanı,
Rockefeller Şirketi Başkanı, CFR başkanı, Trilateral Komisyon başka.
Bahsedilen tüm örgütlerin başındaki çekirdeğin yöneticisi.

· Brent Snowcroft: Ulusal Güvenlik Konseyi Başkan yard, CFR
eski başkanı.

· Helmut Sonnefeldt: Brookings ve Carnagie Endowment (CIA
bağlantılı).
George Soros: Soros Fund Başkanı, Open Society Institute.

· Laura D. Tyson: Prof, Harvard, Ekonomik danışmanlık
Komisyonu başkanı.

· Paul A. Volcker: Federal Reserve System (Merkez Bankası)
Başkanı.

· John C. Whitehead: Brookings Institution başkanı (CIA yan
kuruluşu) NYC, AEA investor.

· Paul D. Wolfowitz: John Hopkins Ünv Dekanı, İleri
Uluslararası İlişkiler (CIA).

· Robert B. Zoellick: Stratejik ve Uluslararası İlişkiler
Merkezi başkanı.

· M. Benjamin Mortimer: US News, World Reports, NY Daily
News, Atlantic Montly Başkanı ve yöneticisi, pek çok medyayı kontrol
etmekte.

Eski ve Yeni Dünya Düzeni’nde gizli cemiyetlere kısa bir bakış

Dünyanın kuruluşundan beri insanlar sosyal sistemler içinde belirli
bir güç arayışında olmuşlardır. Belirli sosyal sınıflarda ve
özellikle 16-18. yüzyıldan sonra yönetici sınıfı teşkil eden üst
burjuvazide belirli mevkilerin dağılımı arz-talep dengesine uygun
olmamaya başlamıştır. Ayrıca klise ve din baskısına karşı da, farklı
ve daha açık görüşlü düşünceye sahip insanlar farklı örgütlenmeler
içine girme ihtiyacı duymuşlardır. Bu yüzyıllarda eski mistik gizli
cemiyetlerin de törelerini ve yöntemlerini kullanan yeni
yapılanmalar görmekteyiz. Masonluk ve İLLUMİNATİ bu özellikleri
fazlasıyla içermektedir.

Aslında gizli cemiyetler büyünün ve ayinlerin başladığı çok eski
dönemlere kadar gider ve pek çok gizli cemiyetin kuruluşu Mısırlılar
ve Mezopotamyalılar zamanına kadar uzanmakta, Sümer ve Akadlara,
5000 yıl önceye gitmektedir. Ama ilk gizli cemiyetlerin temel çıkış
noktası din ve Tanrı ile bütünleşme çabasıdır. İlk gizli cemiyetleri
oluşturanlar da zaten şamanlar, din adamları ve ruhban sınıfı
olmuştur. Zoroastrianizm, Mithraism, Pitagorasçılık, Neo-Platonizm,
Kabalizm, Sufism, Batıniler (Hasan Sabbah’ın gizli cemiyeti),
Tapınak ve Malta Şovalyeleri ve Gül Haç örgütü ve daha binlercesi
Mısır, Mezopotamya ve Ortadoğuda kendi inanç, sembolizm ve ritüel
sistemleri ile yoğrulmuşlar ve yıllarca birbirlerinden etkilenerek
Rönesans dönemine kadar ulaşmışlardır. Burada söz konusu olan
masonik cemiyetlerdir, ama burada hedefimiz tüm masonları ve masonik
aktiviteleri kötülemek değildir. Yüzlerce kola ayrılmış olan
masonluk kendi alt kültürü içinde bazı masonik olguları ve yapıları
da beraberinde getirmiştir. Masonluğun tarihte insanlara olumlu
etkileri de olmuştur. Öncelikle 18. yüzyıl öncesi Anderson
Anayasası’ndan önceki masonların pek çoğu aydınlanmacı ve bilimsel
kişiliği ön plana çıkan kişilerdir.

Varlığı halen tartışılan Gül Haç (Rose Croix) örgütünün de
masonluğun farklı bir devamı olduğu, hatta 1614’lerde kliseye karşı
İngiltere’de manifestolar verdiği de söylenir. Rose Croix’da
bulunduğu ve büyük üstatlık yaptığı söylenen bazı kişileri son
yıllarda bulunan parşomenlerdeki kayıtlarına ve `Holly Blood and
Holly Grail’ (Kutsal Kan, Kutsal Kase) isimli kitaptaki bilgiye göre
sayalım isterseniz (Baigent 1983). Leonardo da Vinci (1510-1519);
Robert Boyle (1654-1691); Isaac Newton (1691-1727); Charles
Radclyffe (1727-1746); Victor Hugo (1844-1885); Claude Debussy (1885-
1918). Daha pek çok ünlü isim mevcut bu gizli masonik örgüttedir! Bu
örgütün de farklı bir masonik örgüt olarak faaliyetlerini halen
dünyanın heryerinde sürdürdüğü iddia edilmektedir. ILLUMİNATI’ye de
bir kol veren grubun Gül Haç teşkilatı olduğu düşünülmektedir.

Bu gizli cemiyetlerin hepsi tarihte olumsuz etkiler yapmamıştır,
aksine Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Cemiyeti Fransız İhtilali ve
Amerikan Devriminin örgütlenme yapısını ve temel kardeşlik, eşitlik
felsefesini oluşturmuş, devrimlere ideolojik bir ağ örmüştür.
Fransız İhtilali’nin pek çok kahramanı masondur. Kuzey Amerika’ya
masonluk 1730’larda gelmiştir. Benjamin Franklin 1731’de mason olmuş
ve 1734’de Pennsylvania’nın Büyük Üstadı olmuştur. Rose Croix’ların
(Gül Haç) üçlü konsülünde yer almıştır. George Washington 1752’de
masonluğa alınmış 1789’da da Başkan olmuştur. Amerikan başkanlarının
büyük çoğunluğu masondur.

Masonik örgütlerin pek çoğu Türkiye’de de adı çok tartışılan Tapınak
Şovalyeleri’ne dayanır.

Tapınak şovalyeleri

Tapınak şovalyeleri, Haçlı seferleri sırasında Hugues de Payen
isimli soylu bir şovalye tarafından 8 diğer şovalye ile birlikte
1119’da kurulmuştur (Baigent 1983; Barret 1999; Draul 1989). Bu
dönem Hasan Sabbah’ın ve Batinilerin etkisinin bitmek üzere olduğu
bir dönemdir. 1099’da Kudüs alınınca, Tapınak şovalyeleri buraya
giden hacıları ve Avrupalıları korumak için devreye girdiler. Resmi
olarak Troya konsülü tarafından 1129’da İsa’nın Fakir Şovalyeleri ve
Süleyman Tapınağı Tarikatı olarak kuruldular. Tapınak şovalyelerinin
sayısı hızla arttı, 1130’da 300 kadar Tapınak şovalyesi Kudüs
civarına vardı. Tapınak şovalyesi olabilmek için klise karşısında
fakirlik yemini etmek, bekaret ve kliseye itaat başta geliyordu.
Görevleri din adamlarını ve Kudüse gidenleri korumaktı. Sayıları
arttı, Anadolu’da ve Kudüs civarında kendilerine kaleler inşaa
ettiler ve kendilerine ait bir alt kültür kurdular. 1139’da
başarılarından dolayı Papa Innocent II onlara tam bağımsızlık tanıma
hatasında bulundu.

Krallar ve soylular da hoşlanmamalarına rağmen mecburen Tapınak
Şovalyeleri’ne toprak ve toprak kirası alma hakkı tanıdı. Böylece
sayıları binleri aştı ve hem Anadolu’da hem de deniz kenarındaki
diğer bölgelerde kaleler inşaa ettiler ve duvarcı ustası anlamına
gelen ilk `masonik’ aktivitelerine başlamış oldular. Zamanla
soyulmaktan korkan hacılara yardımcı olmak için onların değerli
eşyalarını muhafaza etmeye, ilk seyahat çeklerini ortaya çıkarmaya
başladılar. Tabii gizli bazı işaretler taşıması gereken bu yazılı
kağıtlardaki semboller yüzyıllardır bölgedeki mistik akımlardan
etkilendi ve onların alt kültürleriyle bütünleşti.

Tapınak Şovalyeleri’ne üye özel olarak seçilir, tarikata kabul
edilirler ve çok farklı bir eğitimden geçirilirlerdi. Bu sırada
Arapça öğrenip, eski Yunan eserlerini okumaya başladılar.
Bankerlikle ve ticaretle de çok zenginleştiler. Papalık ve Fransız
kralı onların gücünün azaltılması gerektiğini sonunda anladılar,
çünkü hermetizm, alkemi (simya) ve bilimle de uğraşan bir alt kültür
yaratmışlardı.

1307’de Papa Clement V’in emri ile bazı Tapınak Şovalyeleri geri
çağrıldılar, büyücülükle suçlandılar, işkence gördüler ve
yakıldılar. 1314’de Tapınak Şovalyeleri’nin büyük üstadı Jacques de
Molay Paris’te bir kazığa çakılarak yakıldı. Bunun üzerine geri
çağrılan Tapınak Şovalyeleri İskoçyaya kaçtılar ve orada operatif
masonluğu kurdular ve Anadolu’daki, Kudüs’teki kaleleri ve
merkezleri ile haberleşmeyi sürdürdüler. 36’sının haricindeki
Tapınak Şovalyelerini yakalayamadılar. Özellikle suçlama büyü,
hermetizmle (ilk kaynakları astroloji, astrolojiye dayalı hekimlik
ve büyü olan, İ.S. II ve III yüzyılda ise Stoacılığın ve
Platonculuğun, Zerdüşt dininin de da damgasını taşıyan,
Hristiyanlığını Mesih anlayışını reddeden, Batı mistisizminin
esasını oluşturan bir felsefe ve din) ve alkemi ile uğraşmaları,
maddi güçlerini Papalığın hizmetine sunmamaları ve Papalığa garip
gelen sembolik ve allegorik ritüelleriydi.

Bu ritüellerde söylenen sözler ezberleniyordu ve yazılı değildi ve
ne yaptıkları belirsizdi, kliseye karşı ayaklanıyor olabilirlerdi.
Avrupa’da büyük bir olasılıkla Tapınak Şovalyeleri daha sonraki
yüzyıllarda farklı örgütler olarak devam ettiler, bunların en
önemlisi aşağıda açıklayacağımız Rose Croix (GÜL HAÇ) örgütüdür.

Rose Croix (Gül Haç örgütü)

1188’de Prieree De Sion MS 46 yılında kurulan ORMUS (inisiye
edilenler tarikatı veya tekris edilenler tarikatı) isimli tarikatın
bir adının da l’Ordre de la Rose-Croix Veritax olduğu, bir rivayete
göre de İsa’nın çarmıhtan inip bu tarikatı kurduğu söylense de,
Dames Frances Yates’e göre ilk ismine 1614’de yayımlanan Fama
Fraternatis’de, Confessio Fraternatis ve The Chemical Wedding of of
Christian RosenKreuz’ da rastlanır. Bu devirde yazılan ve Rosy Cross
Manifestoları olarak bilinen üç eser bir Hıristiyan olan Rossy
Cross’dan ve allegorik bir efsaneden ve bir manifestodan bahseder.

Almanya’da 1378’de doğan Rosy Cross Anadolu’ya ve kutsal topraklara
gitmiş 106 yaşında 1484’de ölmüştür. Bu eserler simya ile, gizli
bilimle ve tıpla uğraşan kliseye karşı olan gizli bir topluluğun
varlığından dem vurur. Eserlerde masonik sembolizm ve dolaylı
anlatım kullanılır. Bu yazılarda belirttiğimiz gibi Boyle ve
Leonardo da Vinci’den, İsaac Newton’a kadar pek çok bilim insanı bu
gizli örgüte üye olmuş ve bu örgüt sayesinde kendini geliştirmiştir.
Örgütün tüm özellikleri masoniktir ve Tapınak Şovalyeleri ile
ilişkileri olduğuna kesin gözüyle bakılmaktadır. Daha sonra ABD’ye
masonluğu getiren kişiler ve Benjamin Franklin’in kendisi bile Gül
Haç örgütünün iç çekirdeğindendir.

Manifestolar insanlık için çalışan kardeşlik ve iyiliği yayma
motiflerini işler, Fransız İhtilali ve Amerikan ihtilalinde de
gelişen devrimci masonik örgütlenme Rose Croix ile içiçedir. Gül Haç
isminin de çok sembolik bir anlamı vardır (detaylar için Baigent
1983 ve Barret 1999) Rose Croix ayrıca pek çok yönü ve mistik işlevi
ile Kabalizmle içiçedir, bu da hem Yahudilerden hem de konuyu
işleyen Tapınak Şovalyelerinden geçmiş bir gelenektir. 1623’de Gül
Haç örgütü Pariste çok yaygındı ve bazı üyelerinin görünür, bazı
üyelerinin de görünmez olduğu ve görünmez olanların şeytanla
işbirliği içinde olduğu dedikodusunu doğurmuştur. 1640’larda Avrupa
ve İngiltere’de pek çok Rose Croix örgütü mevcuttu ve Ashmole ve
Lilly tarafından Londra’da 1646’da kurulan bir locanın Hür ve Kabul
Edilmiş masonluğun, Tapınak Şovalyeleri ile birlikte temeli attığı
iddia edilmiştir. 17. Yüzyıldan sonra Gül Haç örgütü masonluktan
daha gizli ve daha ölümcül bir biçimde devam etmiş ve bir kola
ayrılarak İLLUMİNATİ’yi oluşturmuştur. Rose Croix o kadar gizlidir
ki, halen sürüp sürmediği bile resmi olarak bilinmemektedir.

İlluminati

Illuminati 1 Mayıs 1776 da Adam Weishaupt tarafından Bavyera-
Almanya’da kurulmuştur. Adam Weishaupt Ingolstadt Üniversitesinde
hukuk profesörü iken masonik eğilimlere merak sarmış ve bir gizli
örgüt kurmuştur. Ama hükümete karşı bazı hareketler de içeren
yayınları nedeniyle 1786’da polis tarafından basılmış ve ondan sonra
da tamamen yer altına inmiştir. İlluminatinin daha sonra çok
güçlendiği ve 1833’de Yale Üniversitesinde General William Russel
tarafından Skulls and Bones Society (SBS) olarak kurulduğu rivayet
edilmektedir (Marrs 2000; Sutton 1986). Yani bir rivayete göre SBS
İlluminatinin ABD’deki devamıdır.

İLLUMİNATİ’nin Rose Croix örgütü ile direkt ilişkisi olduğu
bilinmektedir. Hangi ülkede birleşik çalışırlar, hangi ülkede
farklıdırlar ve ayrılırlar bilinemez. Bu gizli örgütlerin terör
örgütlerinden özde pek bir farkı yoktur; terör örgütleri bomba ve
silahla terör ve anarşi yaratırlar. ILLUMİNATİ, SBS, CFR ve
benzerleri ise sadece anarşi ve kaosu yani ORDO AB CHAOS’u (kaostan
düzen) imza yetkisi, uluslararası strateji, paranın kontrolü ve
mafyanın indirekt kontrolü ile yaratırlar. İlluminati adını ve
üyelerini inanılmaz bir sır gibi saklayan ve ölümcül bir kuruluştur.
Bugün hemen her ülkede mevcuttur. Özel eğitim, tören ve alt
kültürlerden gelmeyenler İlluminatiye kabul edilmezler. ABD
başkanlarının pek çoğu İlluminati’den ya icazet alırlar ya da
üyesidirler. Bu gizli örgüte ihanet edenlerin cezası kayıtsız
şartsız ölümdür. Illuminatinin NATO ile veya Gladyo gibi yeraltı
örgütleri ile de ilişkisi olduğu sanılmaktadır (Domhoff 1974, 2000;
Sutton 1986, 1988, 1990; Marrs 2000; Ross 2000; Marrs 2001)

Skulls and Bones Society (Kuru Kafa ve Kemikler Örgütü-SBS)
Baba ve oğul George Bush’un üyesi olduğu SBS, merkezi Connecticut
Yale Üniversitesi’nde olan çok gizli bir cemiyettir (Ironhouse 2002;
Sutton 1986). Her yıl sadece bu örgüte 15 kişi girebilir, ama bu 15
kişi daha sonra ABD’de en kilit noktalara getirilir, ayrıca
akrabaları ve dostları da bu elitizmden paylarını alırlar. Sayıları
az olmasına rağmen etkileri fazladır ve bir çember içindeki merkez
usulüyle çalışırlar, yani bir çemberdeki çeşitli noktaların kontrolü
bir SBS üyesinde ise, onlar için sorun çözülmüştür, bu nedenle
üyelerini yönetici ve etkin çemberlerin merkezine koyarlar. Tabii ki
İLLUMİNATİ, Rose Croix (Gül Haç), Trilateral Komisyon ve CFR ile ile
direkt ilişkileri vardır.

Her ikisinin de gizli Rose Croix örgütü ile ilişkisi vardır.
Alphonso Taft daha sonra ABD başkanı ve SBS üyesi olan William
Howard Taft’ın da babasıdır. SBS’nin son 150 yılda 2500’den fazla
üyesi olmuştur. SBS Yeni Dünya Düzeni’nin temel ideologlarından
biridir (Bohemian Grove ve CFR ile birlikte). Elimizdeki ilk
kayıtlar Haziran 1882’ye aittir.

Bu gizli cemiyete girebilmek ancak davetle mümkündür ve inisiasyon
töreni masonlarınkine çok benzer. Fakat tüm ritüeller ve yapılanlar
gizlidir, kimse dışarıya bilgi sızdıramaz. İnisiasyon törenlerinde
denekler çırılçıplak soyunup bir tabuta girerler, bu tabuttan
çıktıklarında yeniden doğmuş sayılırlar. Birbirlerini özel tanıma
yöntemleri vardır. Son yüz yılda SBS üyeleri ABD’de en kilit
noktalara gelmişlerdir ve özellikle belirli ailelerden seçilen
kişiler özenle bu gruba alınır. Bu cemiyete girebilmek için temel
özellik WASP olmaktır (White:Beyaz; Anglo Sakson ve Protestan).

Başka ırka veya geçmişe mensup başka dinden olanlar bu yapıya
giremez. SBS ABD’de pek çok kilit noktaya gelmiş insanın yer aldığı
bir cemiyet olmuştur. 6-7 kuşak öncesinden Anglo Sakson ve protestan
olmasına çok dikkat edilir. SBS’nin temelinde bir çelik çekirdek iç
hücre, etrafında daha büyük bir çember, onun etrafında da daha dış
bir yapılanma vardır. Chapter 322 ismi ile de anılan iç merkezin
direkt olarak merkezde olmak koşuluyla Trilateral Komisyon, CFR,
Bilderberg, Atlantik Konsül (Bir `round table’ masonik grubu),
Bohemian Grove (veya Bohemian Club), Pilgrem Society, ve SBS’nin dış
gölge örgütleri (yani üye almak için havuz oluşturdukları yan
klüpler vardır) (Marrs 2000; Marrs 2001; Sutton 1986, 1988, 1990).

ABD’ye yerleşen ve pek çok tüketim aracını kontrol altından tutan ve
etkin ailelerden SBS’ye üye verenlerden bazıları şunlardır (çok uzun
süredir bu ailelerin mutlaka bir kaç ferdi SBS üyesidir):

· Whitney Ailesi ( yerleşim 1635, Watertown, Massachusets),

· Perkins Ailesi ( yerleşim 1631, Boston Mass.),

· Stimson Ailesi (yerleşim 1635, Watertown, Mass.),

· Taft Ailesi (y. 1679, Braintree, Mass),

· Wasdworth Ailesi (y. 1632, Newtown, Mass.),

· Gilman Ailesi (y. 1638, Hingham, Mass.)

· Payne Ailesi (Standard Petrolün sahibi),

· Davison Ailesi (J. P. Morgan ve şirketinin sahibi, her iki
dünya şavaşında da etkili olmuşlar ve büyük paralar kazanmışlardır),

· Pillsburr Ailesi (Un ticareti),

· Sloane Ailesi (Ticaret ve parekende satışıın dev ismi),

· Weyerhauser Ailesi (Kereste ve orman ürünleri tröstü),
Harriman Ailesi (Demiryolu Kralları),

· Rockefeller Ailesi (Standard petrol, Chase Manhatten Bank
ve binlerce şirketin sahibi CFR, Trilateral Komisyon ve Bilderbergin
başındaki aile),

· Lord Ailesi (y. 1635, Cambridge, Mass.),

· Bundy Ailesi (y. 1635, Boston, Mass.),

· Phelps Ailesi (y. 1630 Dorchester, Mass.),

· Bush aileleri (Baba Bush CIA ve ABD başkanı, oğul Bush bu
örgütlerin bir entrikasıyla ABD başkanlığına getirildi, her ikisi de
SBS üyesi).

SBS toplumdaki hemen her yapıya girmiştir. Bunların içinde Beyaz
Saray, Yüce Divan, Medya, İş ve Endüstri, Federal Banka sistemi,
Kanun yapıcı kurullar, Mahkemeler vb vardır. SBS’nin temel
ideolojisi Anglo Sakson ve Protestan beyazların dünyadaki
hakimiyetini sağlamaktır, ideolojisi oldukça faşistir ve her iki
dünya savaşında da bu cemiyet çok önemli roller oynamıştır. Bohemian
Grove ve CFR ile birlikte Skulls and Bones Society Yeni Dünya
Düzeni’nin yaratıcısıdır
(Marrs 2000; Marrs 2001; Sutton 1986, 1988, 1990; Ironhouse 2002).

Bohemian Grove (Bohemian Klübü)

Bohemian Grove (BG) aynı Skulls and Bones Society gibi gizli amaçlar
ve yöntemler için 1880’lerde Kaliforniya’da kurulmuş bir cemiyettir.

Üyeleri, törenleri, ritüelleri ve ne yaptıkları çok gizli tutulur.
Merkezdeki çiftlik aynı anda yüzlerce kişinin hafta sonu
toplantılarına katılabileceği niteliktedir. ABD’nin hemen her
eyaletinde tapınakları vardır. Sembolleri BAYKUŞ’tur. Ritüellerde
baykuşa hitap edilir ve bir fetiş olarak baykuş motifi kullanılır.

Bohemian Grove’a üye olanlar başka masonik klüplere de üye oldukları
için bu rituellere ve sembolizme alışıktırlar.
1970’li yıllarda en kilit noktadaki ve zengin 1000 civarında üyesi
olan Bohemian Grove üyelerinin ünlülerinden bazıları şunlardı
(Domhoff 1974):

Dwight David Eisenhower (ABD başkanı),
Herman Wouk,
Robert Kennedy (ABD Başkan adayı),
Johson (ABD Başkanı),
Richard Nixon (ABD Başkanı),
Gerald Ford (ABD Başkanı),
Ronald Reagen (ABD Başkanı),
Bill Clinton (ABD Başkanı),
Nelson Rockefeller,
David Rockefeller,
Henry Kissenger,
Edgar Kaiser (Kaiser Industries başkanı),
Henry Morgan (J.P. Morgan Şirketi),
Charles Morgan (J.P. Morgan Şirketi),
Neil Armstrong (aydan döndükten sonra katılmıştır),
Hoover Enstitüsünün bazı ileri gelenleri,
Wernhern Von Braun (Alman roket ve uzay bilimcisi),
David Sarnoff (İşadamı),
Senator Robert Taft (Taft ailesinin SBS ile yakın ilgisini
hatırlayınız!),

Lucius Clay, American Express, Standard Brands, Int. Investment
Corporation başkanı,

Earl Warren (Yüce Divan üyesi),
Kalifornia valisi Goodwin Knight,
Kalifornia valisi Pat Brown,
Başkan Herbert C. Hoover (1913’te klube katılmıştır),
Rudolph Peterson ( Bank of Amerikanın eski başkanı),
Melvin Laird (eski Savunma Bakanı),
William Rogers (Eski CIA bağlantılı Devlet Bakanlığı sekreteri),
Francis Baer (United California bank eski başkanı),
Stephen D. Bechtel: J.P. Morgan şirketi direktörü,
Gilbert Humprey(: National Steel, General Electric, Texaco, National
City Bank of Cleveland, Sun Life Insurance
direktörü),
Lewis Lapham: Mobil Oil, Heinz, TriContinental Corp. Başkanı),
Edmund Littlefield): Wels Fargo Bank, Hewlett-Packard, General
Electric eski başkanlarından),

Leonard McCollum ( Morgan Trust, Capital National Bank eski başkanı)
Dikkat ederseniz Bohemian Grove hem çok zengin hem de en kilit
noktalardaki elitlerin oluşturduğu daha üst ve çok daha gizli bir
seçkin klübüdür (Daha detaylı listeler ilerideki çalışmamızda
yayımlanacaktır, yer tutmaması açısında sadece bazı kritik
görevlerdeki kişileri verdik). Dikkat edilirse en fazla ABD başkanı
üyesi olan klüp Bohemian Grove’dur. ABD’de kaldığım 7 yıl boyunca
her gittiğim kütüphanede ve kitapçıda bu klüple ilgili bilgi aradım.
Bu konuda sadece William Domhoff’un yazdığı bir kitap ile bir kaç
makale geçti elime.

Düşünün 1000’e yakın ABD eliti sürekli bir hafta sonu California’da
veya diğer eyaletlerdeki çiftiklerde toplanıp kadınlı, erkekli
törenler yapıyorlar ve gizli ritüeller uygulanıyor, inisiasyon
törenleri yapılıyor; insanlar komik komik kılıklara veya durumlara
giriyor çeşitli dramalar ve roller oynuyorlar. Bunlara bir sürü
hizmetçi hizmet ediyor, bir sürü polis bunları koruyor, bir sürü
kişi bu klübe geliyor ve bu klüp 1880’den beri var. ABD’de elime
geçen pek çok kütüphanenin veritabanında bu klübe ait bilgi aradım,
ama çok sınırlı bilgiye ulaşabildim.

Halbuki masonlukla ilgili kitaplar heryerde satılıyordu. Benzer
şekilde Skulls and Bones Society (SBS) konusunda da elime geçebilen
kitap sayısı bir avuçtur.

SBS de Bohemian Grove gibi çok gizli bir örgüttür. Bu örgütleri
ABD’de sorduğum hiç bir Amerikalı bilmiyordu. Üstelik bu kitapta
diğer örgütlerle ilgili listeleri yayınlayan kitaplar veri
tabanlarından çıkarılmıştı, elimdeki kitapların çoğuna direkt
yazarlarına ulaşarak eriştim. Neden ve nasıl sağlanır bu gizlilik
bunu anlamaya imkan yok! Bu gizliliğin tek hedefi olabilir,
törenlerde ve toplantılarda çok ciddi bazı kararların alınması.

Örneğin atom bombası projesinin kararının verildiği yerin,
siklotronu ilk kurgulayan Prof. Ernest O. Lawrence’a bu kararın
verdirildiği yer olan Bohemian Grove’dur (Nuel Pharr Davis, Lawrence
and Oppenheimer, New York: Simon and Schuster, 1968).

Vietnam’a savaş açılması kararının verildiği yer de Bohemian
Grove’dur. Kaliforniya’daki çiftlikte bazı zamanlarda ciddi güvenlik
önlemli toplantılar yapılır. Çiftlik San Fransisco’nun 65 mil
kuzeyindedir 300-500 kişiyi barındırabilecek ve anayoldan
ulaşılamayacak, ancak bilenlerin helikopterle veya arazi araçları
ile gidebilecekleri bir alanda tüm çevre yerleşim merkezlerinden
uzaktadır ve çok yoğun koruma altındadır. Bu ana merkezin haricinde
başka şehirlerde de merkezleri vardır. Bohemian Grove üyeleri
belirli aralıklarla toplanıp klasik ritüelik törenlerini yaparlar.
Törenleri bir rahip ile bir rahibe yönetir. Törenlerde genellikle
allogerik ve yukarıda tanımını yaptığımız sembolik dramalar oynanır,
fakat törenlerle ilgili yazılanlar da çok sınırlıdır.

Bohemian Grove’un merkezinin bu kadar izole olmasına karşın,
Bohemian Grove SBS, Pilgrem Society, Rotary Club gibi masonik
cemiyetlerle iç içedirler. Bir söylentiye göre BG’dan icazet
alamayan bir istihbarat örgütünün başına getirilemez, başkan
seçilemez; devletle ilgili pek çok önemli karar buradaki
toplantılarda verilir.

Üyeleri yukarıda saydığımız gibi en kilit noktalardaki kişilerden
oluşur; örneğin 1991 de BG’da olup da aynı zamanda önemli
şirketlerde yönetici olanların sayısı şöyleydi: Bank of America 7
direktör, Pacific Gas and Electric 5 director, AT-T 4 direktör,
First Interstate Bank 4 direktör, McKesson Corporation 4 direktör,
Ford Motors 4 direktör, General Motors 3 direktör, Pacific Bell
Telephone 3 direktör. Ayrıca pek çok istihbarat örgütünün başkanları
veya üst düzey yöneticileri de BG veya SBS üyesidir. BG, SBS ile
birlikte 1880’ilerden beri Yeni Dünya Düzeni’nin ideoloğudur ve bu
cemiyetlerdeki kişilerin çoğu ise Bilderberg, Trilateral Komisyon ve
CFR’da yer alırlar. 1974’teki Domhof’un kitabında belirtildiği üzere
Bohemian Grove’a üye olan azınlık, ABD’deki o tarihteki tüm malların
yaklaşık yüzde 30-40’ına, özel sektörün tüm servetinin yaklaşık
yüzde 70-80’nine sahipti.

CFR, Trilateral Komisyon ve Bilderberg örgütleri

Diğer masonik örgütlerin iç çatısı ve yapısı altında CFR, Trilateral
Komisyon ve Bilderberg günümüzün BÜYÜK AÐABEYİ haline gelmiştir.

CFR (Council on Foreign Relations-Dış İlişkiler Konseyi) Clinton,
Antony Lake, Al Gore, George Bush, Warren Christopher, Colin Powell,
Les Aspin , James Woolsey (CIA direktörü) gibi isimlerin CFR
(Council on Foreign Relations-Dış İlişkiler Konseyi) isimli bir
komisyona kayıtlı olmaları herhalde okuyucuyu bunca bilgiden sonra
şaşırtmaz. Ama dünyadaki en ciddi karar mercilerine gelenlerin bağlı
oldukları bir örgüt olması herhalde doğal karşılanabilir, üstelik
bunların bazıları BİLDERBERG veya Skulls and Bones Society
üyesidirler.

Yani hiç kimse hak ettiği ve olması gerektiği için bir pozisyonda
değildir Yeni Dünya Düzeninde. İpleri ne kadar iyi oynatabildiği, ne
kadar sır tuttuğu ve bu örgütlere ne kadar bağlı olduğu önemlidir
onlar için.

Globalizasyon ideolojisinin Bohemian Grove ve Skulls and Bones
Society gibi masonik örgütlerden daha az gizli bir branşı olan CFR
21 Temmuz 1921’de New York’ta kurulmuştur (Ross 2000; Marrs 2000).
Zaten yüzyıllardır ülkü piramiti, Süleyman mabedi, tek hükümetli
dünya, Sionun oğullarının vaad edilmiş birleşik krallığı, evrensel
kardeşlik gibi fikirleri savunan gizli cemiyetlerin bu ideolojisini
ilk harekete resmi olarak geçiren kuruluş CFR’dır. Globalizmin
gizlilikten çıkıp dünyaya ilanı CFR’ın kuruluşu ile başlamıştır.

1917’de Başkan Wilson savaş sonrasında yüze yakın elit adamını
toplamış ve global barış (!) planları yapmışlar ve Wilson’ın bilinen
on dört nokta teorisini 8 Ocak 1918’de kongreye sunmuşlardır. Bu
plan özünde tüm ekonomik sınırları kaldırmayı amaçlayan ve ABD
sermayesini tüm dünyaya hakim kılmaya yarayan bir plandı. Ama
1919’da Paris Barış Görüşmelerindeki Versailles anlaşması Almanya’ya
ağır koşullar koymuştu. 30 Mayıs 1919’da Paris’in Majestic otelinde
toplanan İngiliz ve Amerikan delegeleri bir `Uluslararası İlişkiler
Enstitüsü’ kurmaya karar verdiler. Bunun adı daha sonradan
İngiltere’de `Royal Institute of International Affairs’ oldu.

21 Temmuz 1921’de de ABD’de CFR gizli koşullar altında kuruldu,
1945’e kadar merkezi New York’taki Prat House oldu (Halen merkezi
burasıdır: The Harold Pratt House, 58 East 68th Street, New York, NY
10021). Bu bina Rockefeller tarafından bağışlanmıştı. CFR üyelerinin
büyük çoğunluğu New York ve Washington D.C.’de yaşayan elitlerden
oluşuyordu. Daha ziyade New York ve Washington, D.C.’de yaşayan
elitlerden oluşan CFR’ın bugün finans, komünikasyon, akademi,
istihbarat, teknoloji alanlarda en etkin konumlarda bulunan 3300
üyesi mevcuttur. Bu sayı bir zamanlar 1600 ile sınırlıydı. Özellikle
tüm CIA, DIA, DEA ve başka istihbarat şefleri bu örgütün de
elemanıdır ve CFR’ın ilkelerinden dışarı çıkamazlar. İlk üyeler
arasında New York senatörü Colonel House, Devlet Bakanlığı Sekreteri
John Foster Dulles, CIA’da uzun süre çalışmış Allen Dulles, kurucu
başkan milyoner John W. Dawis ( J. P. Morgan’ın finansörlerinden)
vardı. CFR için ilk para John D.

Rockefeller, Bernard Baruch, Jacob Schiff, Otto Kahn, Paul Warburg
gibi milyonerlerden geldi.

Bugün CFR için finans şu kuruluşlardan gelir:

Xerox,
General Motors,
Bristol-Myers-Squip,
Texaco,
Alman Marshal Fund,
McKnight Vakfı,
Ford Vakfı,
Andrew Mellon Vakfı,
Rockefeller kardeşler vakfı,
Starr Vakfı vb.

CFR yönetim üyeleri bugün dünyadaki her işe burnunu sokan ve
ekonomik kontrolü amaçlayan kurum, vakıf, enstitü ve gizli örgüt ile
içiçedir.

CFR İkinci Dünya Savaşı’nda çok önemli bir rol oynamıştır.
Yayınladığı Foreign Affairs isimli dergi ile de çalışmalarını tüm
dünyaya duyurur. CFR her ne kadar gizli olmayan bir görünüme sahip
olsa da, bu gerçek değildir. CFR, SBS, Bilderberg gibi çok gizli bir
örgüttür. Her yıl hazine sekreteri, CIA veya NSA yöneticileri ile
çok gizli, halka açık olmayan toplantılar yapar. Normal koşullarda
CFR’ın anayasaya bile aykırı olduğu iddia edilmişse de bunu
yargılayacak olan Anayasa Mahkemesi veya Yüce Divan üyelerinin büyük
çoğunluğu da CFR üyesidir.

J.P. Morgan ve Rockefeller gibi devler CFR’ye büyük paralar
yatırırlar, ama işadamlarına devletin güvenlik sırları hakkında
brifing verilmesini kimse anlayamaz ve anlatmakla bitip tükenmeyen
Amerikan demokrasisinin neresine koyacağını bilemez.

Bu demokrasi ise neden hiç bir şey halka ve basına
açıklanmamaktadır?

Orası da pek anlaşılamaz. Gerçi basına açıklansa da farketmez, çünkü
CFR tüm medyayı kontrol eder. 1988’den beri 14 devlet bakanı, 14
hazine bakanı, 11 Savunma bakanı ve bir sürü federal büroya ait
görevli CFR üyeleri arasından seçilmiştir. Özel şirketlerin devletin
bu kadar içine girmesi nasıl demokrasi ve hukuk sistemi ile bağdaşır
bunu J.P. Morgan’a ve Rockefeller’a sormak gerekir tabii. Dullestan
beri her CIA direktörü, örneğin Richard Helms, William Colby, George
Bush, William Webster, James Woolsey, John Deutsch, ve William Casey
hep CFR üyeleri arasından seçilmişlerdir. Ne işi vardır
Rockfeller’ın kurduğu bir konsülde halkın ulusal güvenliğini
korumakla görevli onca insanın? Hukuk ülkesi ve demokrasinin beşiği
olduğu iddia edilen Amerika’nın bu gerçeklerini Amerikalıların çoğu
bilmez, onlar kredi kartı borçlarını ve ev taksitlerini ödeyip, evde
patlamış mısır yiyerek biralarını içerler. ABD’li pek çok yazar
CIA’ın Amerika ve Amerikan halkı için değil, CFR’ın dostları ve
gizli ilişkide olduğu dernekleri için bilgi topladığını dile
getirmişler, ama komünistlikle suçlanmışlardır.

CFR bu işadamlarının istediği kişileri hep yükseltmiş en üst ve
dokunulmaz noktalara getirmiştir. Bunun en güzel örneği sıradan bir
akademisyen olan ve David Rockefeller ile tanıştıktan sonra şansı
açılan Henry Kissenger olmuştur. Clinton döneminde de tüm devlet
yetkilileri CFR üyeleri arasından görevlendirilmiş neredeyse yurt
dışına yollanan büyükelçilerin yarısı CFR içinden seçilmiştir.
Başkanların seçiminde de aynı yol izlenmektedir, seçmenler bir CFR
üyesi ile öteki arasında tercih yapmak zorunda bırakılmaktadırlar,
zaten Demokrat Parti ile Cumhuriyetçi Parti birbirinden çok farklı
değildir ki! CFR’ın gizli raporlarından ve konferanslarından birinde
şöyle denilmektedir (Ross 2000):

“Silahsızlanma, Amerika’nın bağımsızlığı ve bu bağımsızlığın tek
dünya hükümetine dönüşmesi CFR’nin 1551 üyesinin yüzde 95’ine
1975’te açıklanmıştır. CFR’nin üyelerin yüzde 75’ine açıklanmamış ve
yazılmamış iki amacı daha vardır. Bu oluşumun hedefleri size biraz
garip gelebilir, bunları biraz tartışalım.

“Bu inancımızın temelinde yatan, monopolistik kapitalizmin dünyanın
her yerindeki farklı para birimlerini, banka sistemlerini kredi ve
üretim sistemlerini, temel kaynaklarını tek hükümetle kontrol
edilebilir hale getirmek ve aydınlatılmış dünya sistemindeki
üstünlüğümüzü kendi dünya ordumuzla temin etmektir.”

Kendi kurduğu dünya ordusu ile tüm dünyadaki kaynakları ve para
sistemini kontrol edip, tüm kaynaklara el koyacakmış. CFR’ın amacı
buymuş! Skulls and Bones Society’nin 1880’lerdeki faşist
ideolojisinin bir devamıdır bu! Bu mentalite bugün Ortadoğuyu bir
ordu indirerek kontrol altına almak istemektedir.

CFR’ın gizli bir organizasyon olmadığını söyleyenlere de CFR’in 1992
yıllık raporundan bir cümle ile yanıt verelim. Sayfa 21: “Tüm
toplantılardaki konuşmalar ve açıklamalar bu toplantılar dışında
kimseye açıklanamaz!” (Ross 2000). Aynı raporun, 122, 169, 174, 175
ve 176 ıncı sayfalarında da bu gizlilik sürekli tekrarlanmakta ve
gizlilik bozulup da medya veya birisine bir bilgi sızdırılırsa nasıl
cezalandırılacağı ima ediliyor. Daha önceki masonik ilkelerin
tümünün uygulandığı bir örgütlenmedir CFR. Ayrıca CFR’ın ve
gizliliğinin ve faşist ideolojilerinin ABD anayasına aykırı olduğu
defalarca zikredilmiştir.

IMF ve Dünya bankası da CFR’in tamamen etkisi ve yönetimi altındadır
(Ross 2000; Sklar 1980). Geri kalmış ülkeleri fakirleştirmek ve
ekonomilerini yoketmek yolunda IMF, CFR’ın emirleri doğrultusunda
çalışmaktadır.

Bilderberg gizli örgütüCFR’in temel globalizasyon planları daha
kurulduğu günden beri bilinmekteydi. Ama CFR ABD içinde tam bir
kontrol sağlamak ve tek jandarmalı kapitalizmi Avrupa’ya yaymak ve
sosyalizm ve komünizm ile mücadele etmek zorunda idi. Eski CFR
başkanı ve Rockefeller’in Chase Manhatten Bankası başkanı olan John
McCloy OSS (Office of Strategic Services) isimli istihbarat
örgütünün (Bill Donovan tarafından 1941-1942’de kurulmuştur)
kurulmasını ve CFR ile karşılıklı iletişim içinde çalışmasını
sağladı. 1947’de OSS, CIA’ya (Central Intelligence Agency’e)
dönüştürüldü. 1947 Ulusal Güvenlik Kanunu ile de gerek sivil gerekse
kriminal yasalara karşı korunan bir örgüt haline getirildi. Yani
CIA, anayasaya rağmen ulusal güvenlik adına her türlü suçu
işleyebilen bir örgüt yapısına kavuştu. 1950’de General Walter Bedel
Smith CIA başkanı olduğu zaman, CFR’den aldığı emir üzerine
Avrupa’da etkin bir örgüt kurulmasını istedi.

Daha sonra CIA ve Ulusal Güvenlik Konseyine konan bu şemsiye daha da
güçlendirildi ve 1982’de Reagan tarafından Executive Order 12333
(Etkin Yasa 12333) devreye sokuldu (Montalvo 2000).

Bilderberg, CFR ve öteki örgütlerin Avrupa ayağını ve etkinliğini
teşkil etmek için CIA tarafından Hollanda’da Oosterbeek şehrinde
Bilderberg otelinde 1954 de kurulmuştur. Dünyanın yönetimi ve
globalizasyon konusunda her yıl farklı ülkelerde toplantılar yapar
(Ross 2000; Marrs 2000). Toplantılar son derece gizli koşullarda ve
özel ortamlarda yapılır. Katılanlar bu konuda hiç bir bilgi
vermezler. Spotlight isimli bir dergileri de vardır. Liberty Lobby
Inc, 300 Independence Ave., SE, Washington D.C. 20003
adresindenyayın yapar.

Bilderberg örgütünün Avrupa adresi: Maja-Banck Polderman, Bilderberg
Meetings, Amstel 216, 1017 AJ, Amsterdam, Hollanda. Bilderbergin ABD
adresi ise Charles W. Muller, American Friends of Bilderberg, Inc.
477 Madison Ave., 6th Floor, New York, NY 10022.

Bilderbergin kurucuları arasında Hollanda prensi Bernhard ve
Polonyalı sosyolog Dr. Joseph Hieronim Retinger de vardır, Retinger
Bilderbergin babası olarak bilinir. Bilderbergin kuruluşunda ABD
istihbarat örgütlerinin, özellikle CIA’in rolü olduğu çok iyi
bilinmektedir. Prens Bernhard ise eski bir NAZİ SS üyesidir, 1937 de
Hollanda prensesi ile evlenmiştir, ama Nazilerle olan yakın bağları
çok iyi bilinmektedir (Marrs 2000). ABD’li gizli örgüt ve CFR
üyelerinin bazıları da Bilderberg üyesidir. Retinger ABD’ye CFR
başkanlarından Averell Harriman tarafından getirilmiştir. David ve
Nelson Rockefeller, John Foster Dulles ve CIA direktörü Walter Smith
ile görüştükten sonra CIA güdümünde bu gizli örgütü oluşturmuştur.

Bilderbergin oluşmasında etkili diğer isimlerden birisi de Başkan
Eisenhover’ın psikolojik savaş danışmanı C.D. Jacksondır.
Bilderberg, merkezi Hollanda olmak ve içine İngiliz kraliyet
ailesini de dahil etmek üzere CFR’nin Avrupa ayağını oluşturdu.
Önemli işadamları, politikacılar, bankerler, medya sahipleri, askeri
kilit isimler ve istihbarat örgütlerinin üst sınıfı ile ilişki kurup
onları üye yaptılar ve her yıl gizli toplantılar düzenlemeye
başladılar.

1991’de Bilderberg başkanı İngiliz Lord Peter Carrington idi.
Carrington NATO genel sekreteri, kabine üyesi, CFR’nin İngiliz
kuruluşu olan Royal Institute of International Affairs’ın başkanı
idi. Kendisi Rothschild banka imparatorluğu ile hem evlilik, hem iş
bağlantılarına sahipti.

CFR’nin resmi olmadan uluslararası düzeyine taşınmış bir şekli olan
Bilderberg yine İngiliz ve ABD CFR’lerini finanse edilen kişiler ve
CIA’in örtülü ödeneği tarafından destekleniyordu. Bilderberg diğer
bir kardeş grup olan Trilateral Komisyona çok benzemektedir.
Bunlarda her ne kadar daha önce bahsedilen masonik ritueller yoksa
da zaten bu grupların çoğuna katılanlar bahsedilen masonik gizli
örgütlenmelerin içinde de olan insanlardır. Her yıl yapılan çok
gizli ortamdaki toplantıları hem CIA, hem de o ülkenin istihbarat
örgütü kontrol eder.

Türkiye’de son 50 yıldır başa geçen ünlü politikacıların çoğunluğu
Bilderberg üyesidir, halen bu gizli Bilderberg üyeleri Türkiye’nin
etkin yönetiminde rol almaktadırlar. Türkiye’deki toplantılar şu ana
dek 18-20 Eylül 1959’da Yeşilköy-İstanbulda, 25-27 Nisan 1975’de
(Çeşme’de Hotel Altın Yunus’da) yapılmıştır. 2001’deki toplantı ise
İsveç’de gerçekleşmiştir.

Trilateral Komisyon

Trilateral Komisyon (Trilateral Commission, TC) ABD’de yeşertilen
Yeni Dünya Düzenini tüm dünyaya yani Kuzey Amerika, Avrupa ve
Japonyaya daha iyi yayabilmek için oluşturulmuş ve 1973’te David
Rockefeller, Henry Kissenger ve Zbigniew Brzezinski tarafından
kurulmuş gizli bir örgüttür (Sklar 1980; Robertson 1991; Ross 2000;
Marrs 2000). Brzezinski 1973-1976 arasında başkanlığını yapmıştır.

CRF’nin Atlantik ötesi ülkelerde CIA tarafından örgütlediği bir
kuruluş olduğu bilinmektedir. Adresi: 345 Street, East 46th Street,
Suite 711, New York, NY 10017 dir.

1994’teki bir TC bildirisine göre Avrupa, Kuzey Amerika ve
Japonya’dan 325 kilit noktadaki isim TC’ye üyedir. Sistem CFR’da
olduğu gibi işlemektedir. Ama bu ABD’nin ve globalizasyonun tüm
dünyaya yayılması için Amerikan-Nazizminin yeni bir oyunu sahneye
koymasından ibarettir. Buradaki hedef yine ekonomik sınırların
kaldırılması ve politik, ekonomik, askeri, politik ciddi
noktalardaki kişilerin kontrol altına alınmasıdır. CFR
anayasasındaki ilkeler TC’da da geçerlidir.

Her ne kadar adresi yeri, üyeleri belli ise de Trilateral Komisyonun
yaptığı aktivitelerin ardında gizli amaçlar, ABD’li istihbarat
örgütleri ve NATO’nun gizli özel savaş örgütleri vardır. ABD
başkanlarının ve Avrupa, Amerika ve Japonya’daki yönetici kadroların
çoğu TC üyesidir. Tüm dünyada TC, Bilderberg ve CFR birbirinin içine
girmişlerdir ve her üçünün de üyesi olan 50 kişi vardır (daha önce
sunuldu).

Örneğin;

Bill Clinton,
Brent Scowcroft (Ulusal Güvenlik Konseyi),
John Mark Deutsch (CIA direktörü),
Robert Strange McNamara (Savunma Bakanlığı Sekreteri),
Henry Kissenger,
Walter Fritz Mondale (Japonya Büyükelçisi),

Benjamin Nye (Hazine sekreteri) gibi dokunulmazlığı olan isimler her
üç teşkilatın da üyesidirler.

Burada temel olarak anlatılmak istenen 19. yüzyılda bazı gizli
cemiyetler, zengin aileler tarafından yaratılan bir ideolojinin
nasıl önce ABD’de CFR olarak kök salıp, sonra nasıl Bilderberg ve
Trilateral komisyon sayesinde her ülkenin iç yapısını ve
politikasını, endüstrisini, medyasını ve sosyal yapısını kontrol
ettiğidir. Amerikan derin Devleti ve Dünya Gizli Hükümetine karşı
tüm Amerikalılar ve Avrupalılar bilinçsizdirler, çünkü 45 yıl
boyunca totaliter bir komünizm gelecek korkusu ile uyutulmuşlardır.

Sonuç ve Türkiye bu gizli örgütlerin neresinde?

Türkiye’de de bu gizli örgütlerin çok büyük etkinliği vardır ve
1948’lerden sonra Türkiye’yi hiç bir zaman bu ülkeyi kuran Kemalist
ulusalcı ve vatansever ideoloji yönetmemiştir, Türkiye 1948’den
sonra bize Batı tarafından biçilen Türk-İslam Sentezci ve ülkeyi
emperyalizme köle haline getiren bir ideoloji tarafından
yönetilmiştir. Bu yönetim bahsedilen CFR, Bilderberg ve Trilateral
Komisyon tarafından da şekillenmiştir. Ne yazık ki gerek Türkiyeyi
yöneten, gerekse Türk istihbarat örgütlerinin içinde olan bazı
Bilderberg ve Trilateral Komisyon üyeleri vardır. Bu örgütlerin
Türkiye için verdiği kararın Sevr koşullarının uygulanması olduğunu
görmemek için ise kör olmak gerekir.

Kaynakça
Baigent Michael, Leigh Richard, Lincoln Henry. Holly Blood, Holly
Grail. New York: a Dell Book, 1983
Barret David, Secret Societies, New York:Blanford, 1999.
Blum William, Rogue State: A Guıde to the World’s Only Superpower,
Maine:Common Courage Press, 2000.
Chomsky Noam, Manufacturing Consent, New York: Pantheon, 1988.
Chomsky Noam, Necessary Illusions. Common Courage Press, 1991.
Chomsky Noam, `What Uncle Sam Really Wants’ Arizona: Odonian Press,
1992.
Chomsky Noam, Secrets Lies and Democracy, Arizona:Odonian Press,
1994.
Constantine Alex, The Virtual Government, California:Feral House,
1997.
Domhoff William, Bohemian Grove and Other Retreats, New Yor:
Harper Colophone Books, 1974.
Domhoff William, Who Rules America Now? Toronto: Mayfield Publishing
Company, 2000.
Draul Arkon, Secret Societies: A History, New York: MJF Books, 1989.
Hager Nick. Exposing the Global Surveillance System, Covert Action
Quarterly, Winter 1996-1997.
Ironhouse Adam, Bushların Gizli Tarihi. Çeviren: Kemal Okuyan,
Ankara:Kim Yayınları, 2002.
Nuel Pharr Davis, Lawrence and Oppenheimer, New York: Simon and
Schuster, 1968.
Marrs Texe. Circle of Intrigue. Texas: Rivercrest Publishing. 2001.
Marrs Jim `Rule by Secrecy’, NewYork: Harper Collins, 2000.
17.Manisalı Erol. Türkiye Avrupa İlişkilerinde Sessiz Darbe.
İstanbul: Derin Yayınları, 2002a.
Manisalı Erol. Dünya’da ve Türkiye’de Büyük Sermaye. İstanbul: Derin
Yayınları, 2002b.
Meyssan Thierry. Dehşetengiz Hile: Pentagona Uçak Düşmedi. Çeviren
Ayşe Meral. İstanbul: Med-Cezir 2002.
Montalvo Michael, Prisoner of the Drug War: George Bush.
Prevailing Winds, 8: 76-83. September-December 2000.
Robertson Pat, The New World Order, Dallas: Word Inc. 1991. s: 97.
Ross Gaylon, Who is Who of the Elite? Spicewood-Texas, RIE Press,
2000.
Sayın Ümit, Gizli Hükümetler, Gizli Projeler ve Kara Bilim. Bilim ve
Ütopya, 5 (45):60-63; Mart 1998
Sayın Ümit, Kıyamet Komplosu, Editör: Atilla Akar. İstanbul: Gendaş
2002. S:187-207
Sklar Holy, editor, TRILATERALISM, Boston: South End Press, 1980. s:
147-149.
Sutton Antony, America’s Secret Establishment, Montana:Liberty House
Press. 1986.
Sutton Antony, The Secret Cult of the Order, Montana: Liberty House
Press. 1990
Sutton Antony, Trilaterals over Washington, Montana:Liberty House
Press, 1988.
Vankin Jonathan, Conspiracies, Cover-ups and Crimes:From Dallas to
Waco, Georgia: Illuminet Press, 1996.

(78)