Menü

Yoga

30 Ocak 2017 - Kişisel Gelişim

Yoga, insanoğlunun Evrensel Ruhla uyum içerisinde olmasıyla ilgilenir ve bu uyum
sağlandığında bireyin nasıl olağanüstü güçler elde ettiğini ortaya koyar.Sözlük
anlamı “birlik” demektir ve üst benle birliği, en sonunda da Evrensel Ruhla ya
da Tanrı’yla birliği anlatır. Hindistan’ın kutsal metinlerinde bir çok kez
yogadan söz edilir. Yoganın kuramı da, uygulanması da çok eskiye dayanır.
Yoganın türleri:
1. Hatha Yoga (sağlık yogası) :Bu Batıdaki çağdaş beden eğitimine benzer ve bu
konunun öğrencilerine uyarlanmıştır; jimnastik, duruşlar, organların denetimi
ile iç ve dış arınmayı içerir; doğal tedavi hareketiyle benzerlikler taşır.
2. Mantra Yoga (konuşma yogası) : Sanskrit dilinde belirli kutsal ve mistik
deyimlerin doğru biçimde söylenmesini içerir; “Om mane padme hum” gibi. Bunlar
ritmik olarak tekrarlanır, her seferinde dikkatle doğru biçimde söylenmesi
sağlanır. Bu uygulama Katoliklerin Tespih Duası’nı hatırlatır; aslında
Hinduizmde de çeşitli tespihler kullanılır. Aynı zamanda, kendi kendine telkinin
savunucusu olan Coué’nin öğrencilerine düğümlenmiş bir kordon kullanmayı ve
telkinleri sürekli tekrar etmeyi öğrettiğini anımsatıyor.
3. Raja Yoga (irade yogası, kraliyet yogası) : Bu yalnızca, hatha yogada ve
mantra yogada ilerlemiş olanlarca uygulanabilir.Soluk tümüyle iradenin denetimi
altına alınır ve duyguların denetimi iç organların işleme biçimini değiştirme
yeteneğini geliştirir. Mistik heceler “om” ve “aum” un kullanıldığı
meditasyonlar yapılır. “Aum” sözcüğünün üç harfinin tanrısallığın üyeliğini
simgelediğine inanılır.
4. Bhakti Yoga (bağlılık yogası): Uygulayıcı genellikle, Yüce Olan’ın bir yönünü
simgelemek için, tanrılardan birini seçer ve seçilen tanrıya özel bir yolla
bağlılığını gösterir.
5. Gnana Yoga (bilgi yoga) : Bununla, Brahmin teozofisinde öğretildiği gibi,
evrene ilişkin sırlar anlatılmak istenir.İz deş ya da öğrenciler, yalnızca
kuramsal değil, örneğin geçmiş enkarnasyonları anımsamak, zihin okumak gibi,
gerçekte uygulamalı bilgileri kazanabilmek için uğraşırlar.
6. Karma Yoga (çalışma yogası) : Yogi askeri alanda, sanat ve el sanatlarında
olağanüstü beceriler kazanmak için dış dünyada çalışır. Yoganın bu türü Zen
Budizm’deki uygulamalara benzer. Batıda “bilinçaltının gücü” denilen olgudan
yararlanılır.
7. Laya ya da Kundalını Yoga (denge yogası) : Bu yoga, önceki tüm yöntemlerin
kullanılmasına ek olarak, omurganın altında gizlenmiş, sarmal bir biçimde
yattığı söylenilen kundalını ya da yılan gücü denilen enerjiyi arttırmaya
dayalıdır. Açıldığında insan organizmasının merkezi gücü olan çakraları ya da
lotus çiçeklerini başarıyla etkin duruma getirir.
Yoga uygulayıcıları ya da “yogi”ler çoğunlukla, hatta neredeyse yalnızca
sannyasis ya da dinsel yaşamının dördüncü ya da sonuncu aşamasında olan
brahminlerin arasından seçilir. Her yeri gezer, bağışlarla yaşamlarını sürdürür
ve çok az giysi giyerler. Birkaç yogi Budistlerin arasından seçilir, ancak onlar
çoğunlukla Hindistan’da değil, Çin, Çin Hindi ve Tibet’te bulunurlar. Ayrıca
benzer sanatları uygulayan Müslümanlar da vardır. Yogiler çeşitli zihinsel ve
ruhsal gelişim ölçülerinde ve bazıları oldukça etkileyici güce sahip
olabilirler.
Yogiler önce belirli arzuları denetim altına almaya çalışır ve bu onları bir çok
yönden büyük bir münzeviliğe yöneltir. Patanjali’ye göre terk etmenin aşamaları
vardır:
1. Yama, şiddetten uzak durmayı, yalan söylememeyi, aç gözlü olmamayı, hırsızlık
yapmamayı ve başkalarından bir şey almamayı (armağan bile olsa) ve ölçülü
olmayı;
2. Niyama, temizliği, huzuru, arzulardan sakınmayı ve yoğunlaşma ve çalışmayı,
Tanrı’yı tanımayı;
3. Asana, belirli amaçlar için vücudun ve kol ile bacakların doğru duruşunu;
4. Prayanama, soluğun denetimini;
5. Pratyahara, duyuların çözümlenmesi ve denetimini;
6. Dharana, zihnin yoğunlaşmasını ve denetimini;
7. Samadhi, daha da yüksek bir aşama olan vecd halini içerir.
Ancak bazı yoga uygulayıcıları için bu aşamaların bazıları, kendi içlerinde bir
son anlamına gelir. Bir sonraki aşamaya geçmek için gerekli asana’lar az olsa
gerek, ancak bu konu, yoganın bilinen sunumu sırasında kişilere korkunç
görünmüştür. Bu asana’ların daha basit biçimiyle yogi, Buda’nın çoğu heykelinde
gibi bacaklarını bükerek uyluk kemiklerini olabildiğince yatay tutmamaya
çalışır. Ancak ayakların duruşuna ilişkin bir çok farklılık vardır. Ayrıca,
ellerin duruşunda da farklılık vardır, bazen buna mudra’lar denir. Bazıları,
lotus çiçeği, kilit, horoz vb. gibi ünlü adlarla anılan yaklaşık bir düzine
oturuş asana’sı vardır. Bu duruşların toplamda seksen dört adet olduğu söylenir,
ancak bu anlatılanların dışında, bacakların geriye uzatıldığı ve vücudun ön
kısmının yukarı kaldırıldığı kobra duruşu ve yoginin, başının üzerinde durduğu
ters asana gibi başka duruşlar da vardır. Batılıların görüşüne göre, bu
uygulamacılar, vücudun istemsiz biçimde hareket eden bölümleri üzerinde güç elde
ederler. Bize göre vücudun kaslarını oluşturan, yalnızca çizgili kaslar isteğe
bağlı hareket eder. Ancak bir yogi kalbi ve kan damarlarını denetleyebilir.Büyük
olasılıkla dolaşımı, iradeden çok duygularla etkiliyorlar. Daha da olağan üstü
olan, kişinin transa geçmesidir. Bir yoginin, dudağının üzerindeki toprağa bir
hardal tohumu ektiği ve tohum filizlenene kadar hareket etmediği kaydedilmiştir.
Başkaları ise, uzun ya da kısa süreler için canlı olarak toprağa gömülmüşlerdir.
Harida adlı bir yogi, canlı olarak kırk gün süresince gömülü kaldı ve sonra
çıkartılıp yeniden yaşama döndürüldü. Yogi, gömülmeden önce transa geçti, sonra
yardımcıları burnunu, ağzını, kulaklarını ve gözlerini balmumuyla tıkadı ve bir
kefene sardı. Toprakla doldurulmuş bir mezarın içine indirildi ve hile
yapılmaması için başına bir nöbetçi yerleştirildi. Yukarı çıkartıldığında çok
zayıflamasının dışında hiçbir şeyi yoktu.

(20)