ilk defa “Uçan Fincan Tabakları” 1947 yılında ortaya çıktı. Resmi olarak ABD, İdaho’da orman servisi için kurtarış pilotluğu yapan Kenneth Arnold, 25 Haziran’da bir kayıp uçağı Washington’daki Cascade Dağları üzerinde aramaya çıkmış ve tahminlere göre, 4000 m. yükseklikte saatte 1200 mil hızla giden dokuz tane disk şeklinde uçan daireler gördüğünü iddia etmişti. Arnold onların hareket etmelerini “Suyun üstünde kayan fincan tabağına” benzetince bir gazete manşeti onlara “uçan fincan tabakları” adını vermişti. İki hafta sonra yani 8 Temmuz 1947’de New Mexico Çölü’nde Roswell isimli bir kasabanın yakınlarında bir “uçan fincan tabağı”nın ele geçirildiği duyuruldu. Ertesi gün ordu bunu düzelterek “Fincan Tabağı” nın yanlış teşhis edilen bir “hava balonu” olduğunu söyledi. Böylece bütün UFO senaryolarının anası olan çirkin Roswell olayı çıktı. Başta önemsiz olaylar için oluşturulan heyecan patlamasına benziyordu. Yıllar boyunca Roswell olayı sık sık anıldı, yeniden değerlendirildi, anlatıldı durdu. Bu nedenle dünyadışı uygarlılarla bağlantı kurma iddialarında çok büyük önem taşımaktadır ve yeri vardır. Tanık olduklarını iddia eden birkaç Roswell sakinine göre 1947 yılının yazında en az bir tane dünyadışı uzay aracı oraya düşmüştü. Ama, onlara göre askerler ve hükümet (Hava Kuvvetleri, FBI ve Beyaz Saray dahil) gerçekleri kasten gizlemişti ve yerel morgun bir işçisine göre “Uçan Fincan Tabağı” nın içinde bulunan ve insana benzeyen yaratıklara düşüşten hemen sonra Roswell’in Askeri Hava Bölge Hastanesinde otopsi yapılmıştı. Ondan sonra kalıntılar Ohio, Dayton’a götürülmüş ve orada ilerki araştırmalar için dondurulmuştu. Yaratıkların bir tanesinin kazada ölmediğine dair dedikodular vardı. Bir seneden fazla özel yapılmış gizli bir binada saklı bir vaziyette yaşamış ve orada bakılmıştı. Ama, hastanede dünyasal bir enfeksiyona yenik düşürek ölmüştü.
Olayın üstünden neredeyse yarım yüzyıl geçtikten sonra New Mexico Eyaleti Kongre Üyesi Stephen H. Schiff, Kongre’nin araştırma bölümü olan “General Accouting Office”e olayı araştırmaları için görev verdi. Askerle o zamanlar, bilgi saklamak için, yalanlar söyleyerek Roswell sakinlerini susturmak mı istemişlerdi? Çünkü birkaç Roswell’li, Temmuz 1947’de olan olaylar hakkında bir şey açıklamamaları için ölüm tehdidi bile aldıklarını söylüyorlardı. General Accouting Office sözcüsü Cleve Corlett bu olayı araştıran kişilerin iddiasına karşı, kuruluşunun Roswell’i incelemediği konusunda ısrarlıydı. Öbür yanda ABD Hava Kuvvetleri Eylül 1994’te yayımlanan “Roswell Raporu” ile o günkü hava balonunu bir zamanlar çok gizli olan bir deney programının parçası olarak tanımladı. Bu programın “Mogul Projesi” adını taşıdığını ve Rusya’nın nükleer bombalarla yaptıkları deneyimleri görebilmeyi amaçladığını iddia ettiler.
Çiftçi olan W. W. Brazel 5 Temmuz Cumartesi gecesi bir barda tesadüfen bir konuşmaya kulak misafiri olmuş ve sonradan yöresel basına şunları açıklamıştı; bir gün kendi arazisinde kalıntılar bulmuş ve bunların uçan diske ait olup olmadığını merak etmişti. Umudu böyle olmasıydı. Çünkü böyle bir parça bulana, ulusal bir gazete tarafından 3000 dolarlık bir ödül sözü verilmişti. Brazel parlayan bir metal parçasını Roswell’e götürüp oradaki bölge şefine göstermişti. O da onu ordunun bir istihbarat memuruna vermişti ve bu memur daha sonra gelerek bütün geri kalan parçalarını çiftlikten topladı. Binbaşı Jesse Marcel adlı bu askeri istihbarat memuru 200 dönüm arazide dağılmış parçalar halinde yayılı duran bu döküntülere benzer şeyleri hayatında görmemişti. Çok sayıda olmalarına rağmen o kadar hafiftirler ki Marcel bir yardımcısıyla birlikte hepsini toplayıp rahatlıkla arabasının arkasına doldurabildi. Brazel ise, bir gazete röportajında hepsinin toplamının 2.5 kilodan ağır olmadığına dair tahmin yürütüyordu.

(71)